30 Mayıs 2010 Pazar

LA ROCHE POSAY ANTHELIOS AC SPF 30- hayal kırıklığı

Bu üründen geçen senelerde 2 şişe kullanmıştım, sonra başka markalara geçmiştim. Hiçbir zaman işte bu benim güneş kremim, heh buldum, dünyalara değişmem, ömrümün sonun kadar bunu kullanacağım diyebileceğim bir güneş koruyucu bulamadım, ama bu idare ederdi benim için yine de..Piyasadaki hemen hemen her markayı - dermokozmetik olan her marka- kullandım, kullanmadıklarımı da, testerlardan kullandım birkaç kez en azından..


Neyse efendim, dedim bu yaz ben yine bunu alayım, hazır tüm cilt bakım ürünlerim la roche olmuşken, bu da la roche olsun. Almaz olaydım.. Şöyle ki , dün aldım zaten,bu sabah çıkarken süreyim dedim.. O ne öyle, eski yapısıyla alakası yok, vıcık vıcık yağlı birşey..Bir de baktım kutunun üzerinde, minicik "new" yazıyor. 


Yazdığına göre, eski formülüne göre, yeni formül daha az kimyasal filtre içeriyormuş. E tamam bu iyi birşey ama, başka bir farklılık da var.


Sonra içeriğine baktım, eskinin içinde talc vardı, bu da daha kolay emilip, oldukça mat durmasını sağlıyordu. Bu kutuda, talc yok içerikte maalesef. Zaten sürerken elime gelirdi, pütür pütür. Talc çok iyi bir madde olmasa da cilt için, maalesef yağlı ciltlerin kurtarıcısı ve ben o haliyle seviyordum bu kremi..Çok sinir oldum, on saat emilmedi, vıcık vıcık kaldı yüzümde.. Offf bu aralar zaten hiç birşey istediğim gibi gitmiyor, ne alsam kullanamıyorum kozmetik- cilt bakım ürünü namına.. Nasıl bir şanssızlıksa...


Kısacası, eski formülünü sevip de, aman la roche çok mat la roche alayım diye almayın bunu, eski yapısından çok farklı çünkü..

29 Mayıs 2010 Cumartesi

ÇOK ÖZLEDİM

Kendimi 24 senelik hayatımda, ilk kez bu kadar yalnız hissediyorum. Canım sevgilim askerde, beni günde 4 bazen 5 kez arıyor ve ben yine de ağlamadan zırlamadan duramıyorum, yapayalnız hissediyorum kendimi.. Odama giremiyorum. Duvarlar üstüme geliyor şu anda. Eve girmek istemiyorum. Kendimi sokaklara atıyorum, dışarı çıktığımızda arkadaşlarıma yalvarıyorum eve girmeyelim diye..suratım asık. babam sürekli neyin var diyor.. annem halime üzülüyor.. ben sürekli ağlıyorum, şu anda ağladığım gibi.. sorunum kötü bir yere çıkmış olması değil, aksine, çok çok iyi bir yerde, bela mı arıyorum acaba, şükretmek yerine böyle ağlayıp zırlayarak?


Hayır, her dakika, şükrediyorum , iyi bir yerde olduğundan içim rahat ama çok özlüyorum onu. Uykudan uyanınca elim hep telefona gidiyor, hep aramak istiyorum, sonra ayılıyorum, hatırlıyorum askerde olduğunu..


En çok da uyumadan önce onunla konuşamamak koyuyor..Sesini duymadan uykuya dalamıyorum. Telefon açık, onun nefesini duyarak uykuya daldığım geceleri özlüyorum... Daha da 15 ay özleyeceğim..


Bugün "seninle uzun uzun sohbet etmeyi özledim aşkım" dedi. Ben de çok özledim, uzun uzun birşeyler anlatmayı ona, onu dinlemeyi.. Bir de sürekli "geçecek bu günler sevgilim" diyor.. Kendini çok iyi hissettiğinden değil, ben üzülmeyeyim diye..


Düşünüyorum da, o orada daha yalnız değil mi benden? Ne hakkım var bu kadar ağlamaya üzülmeye? O daha yalnız, daha zorluk içinde değil mi benden? Ama olmuyor işte, zorluğu çeken o, ağlayan ben.. Ne kadar zayıfım!


Nefret ediyorum kendimden şu an ve yine ağlıyorum.

24 Mayıs 2010 Pazartesi

SONUNDA PRESLEDİMMM

Evet, evet, presledim. Sonunda. Önce cumartesi gecesi de yazdığım gibi az bir miktar mineral fondöteni kurban ettim, deneme amaçlı. Baktım pek güzel oldu, heheytt kim tutar seni dedim..


Kırılan E.L.F Glow allığımı hayata döndürdüm önce, çok mutluyuum.. yuppi.


Sonra, EDM farlardan, bird bath adlı olanı presledim.. sırf deneme amaçlı yine.


En son da, EDM den aldığm, bir sürü sample boy, abuk subuk renk fondöteni Flormar pudra kutusuna boca ettim ve presledim.. Ortaya süper bir renk çıktı! Yaklaşık 6 kutu falan tam sample boy fondöten koydum, birkaç tane de yarım yarım olanlardan, herhalde bir büyük boy etmiştir..


Neyse, resimler konuşsun.


Bu arada, ELF allığım, eskiden kırılmadan önce daha gevşek bir yapıya sahipti, şimdi eskisinden daha sert ve sağlam oldu, nihaha:)


EDM far, shimmer serisinden bir far, maalesef bu biraz loose kaldı. Çok iyi presleyemedim mi, yoksa yapısından dolayı mı tutmadı bilmiyorum ama en azından eskisi kadar kapağı açar açmaz puufff diye tozutmayacak. Nefret ediyorum onu yaşamaktan...


Fondöten de miss gibi oldu. En çok da yanımda taşıyabileceğime ve sünger ile sürebileceğime seviniyorum.. Sırada EDM Snuggle allığım var ama bugün çok yorgunum..




kırık Glow allığın %70 lik alkol ile buluştuğu an :P

                                     
  Bu da, preslemenin ardından 24 saat geçtikten sonra hali
 Göründüğü üzre kendi rengine döndü , ama birkaç saat öncesine kadar hala alkolün etkisiyle koyu turuncu bir renkteydi :)


boş edm fondöten kapakları ve bir adet tatlı kaşığı :P


fondötenin preslendikten 24 saat sonraki hali



EDM Bird Bath göz farı.

23 Mayıs 2010 Pazar

BUGÜN

Bugün yeni babet aldım kendime, krem rengi. dandik ama çok rahat olan cinsler var ya, hani orda burda satılıyor..pek güzel bişey, sanki deriyi kafes kafes örmüşler gibi. gözünüzde canladı mı? sanırım hayır. neyse önemli değil.


Manyaklar gibi dolu yağdı bugün, takır tukur, camlar kırılıyor sandım, gök gürlemedi, höykürdü, çemkirdi..gökyüzü mosmor oldu.. çok korktum.


İşte ben, dolu yağmadan 5 dakika önce, yeni aldığım, krem rengi mini mini şirin elbisemi giymiştim, babet falan giyip çıkacaktım..hava muhalefetinden dolayı, elbise gerisin geri çıkarıldı, tayt üzeri gömlek, ceket + çizme kombini yapıldı.. Mayısın 22 sinde de, dize kadar deri çizme giydim ya, kim tutar beni höyt.. ama öyle bir hava yok muydu sevgili İzmir'liler?


Şu anda acayip soğuk hava, ya da bana öyle geliyor, deliler gibi giyindim, yatmaya hazırlanıyorum fakat üşüyorum, içim titriyor.. enteresan.


Az önce , aylardır istediğim şeyi gerçekleştirmiş olabilirim.. Sanırım mineral fondötenimi presledim, ya da preslediğimi sanıyorum. Sabaha içine fırça bandırınca dağılıp dağılmamasına bakacağız, göreceğiz. Zira eğer preslendiyse, evde toz halinde tek bir makyaj ürünü kalmayana dek presleme çalışmalarım devam edecek..Toz makyaja hayır kampanyası başlatmak istiyorum, mineraller preslensin, tozu dumana katmasın...


Bu arada, strawberryden verdiğim, Loreal 3 lü mineral set siparişlerim geldi ama 2 hafta sürdü gelmesi, yine uçaklar kalkmadı ya uzun süre ondan..İsveçten geldiler yine bu paketlerim de, tam sorunlu zamanda sipariş vermişim yani.. neyse sağ salim geldiler, aynı anda cheapsmells parfüm siparişlerim de gelmiş..postacı elinde 4 mini mini kutuyla kapıyı çalmış, parfümleriniz geldi demiş anneme :) öğrendi  pek tontiş postacımız artık :)
Fondötenleri açmadım, açmaya niyetim yok.. elimde 79273192 tane fondötenim var şu anda ama allığın birini açtım ( zaten 2 set de aynı, allıklar da aynı bu durumda), hafif simli bir pembe ama doğal bir renk, beğendim kendilerini.. ambalaj da çok güzel. minerallerin taşınamama, bir yerden bir yere götürülememe, götürülürse heryere dökülme olayına çözüm bulmuş Loreal ciğim, basit ama akıllıca. Fotoğraflar gelecek..


aşkoş Çarşamba günü asker. geçsin 15 ay, evlenelim artıkın.


Yarın kendimi Forum Bornovaya atacağım, belki terbiyeli kıyafetler bulurum :P
pazar pazar da oraya gitmek ne kadar akıllıca bilemiyorum, sorgulamak da istemiyorum. Kalabalıkta cinnet geçirir miyim acibaaa?


Haydi iyi geceler. Muah.

17 Mayıs 2010 Pazartesi

BE YU KAZIĞI!

Ay çok sinirliyim, şu anda önümdeki herşeyi parçalayabilirim!

Ama kabahat bende, hiç mi yoktu makyaj malzemen, bir beyu 'n mu eksikti Bubble!

Bugün iş çıkışı Karşıyaka çarşıya uğradım, asıl amacım üzerime adam gibi, işe giyilebilecek edepli adaplı kıyafetler almaktı, herşeyim  omzu açık, sırtı açık ,göğsü açık ... şeklinde gittiğinden, işe giyecek birşey bulamıyorum bu aralar, plajdan fırlamış gibi gidiyorum 

Neyse, tabi ki de insanın birşey almaya niyeti olunca, asla birşey alamaz, buna şaşırmadım.Bir tane adam gibi rahat ama derli toplu kıyafet, gömlek, elbise.. hiç bişey yok koskoca çarşıda. Ne Koton kaldı girmediğim, ne Mango ne Batik..neyse sinirlenmiyorum buna..


Madem birşey bulamadın, çek git evine di mi, akşam olmuş saat 9 sen hala çarşıda. Yok illa bir parfümeriye girmem lazım.. Hobi parfümerinin önünden geçerken, Loreal, Maybelline, Beyu makyaj ürünlerinde 1 alana 1 bedavayı da gördüm ya.. tamamdııırr. 

Amacım, ne zamandır istediğim bronz pudrayı almaktı. Ama aklımda bir pudra yok, tek istediğim yüzümde, turuncuya dönmeyecek, çamur gibi toplanmayacak bir bronzer bulabilmek.

Maybelline de zaten yok, Loreal Glam Bronze a baktım, hepsi turuncu..Satıcı kız en son Be-yu gösterdi.
Güneş şeklinde, 2 li bir pudra, golden bronzer olarak geçiyor. Bir kısmı oldukça pırıltılı simli bir altın rengi, ama büyük kısmı ışıltısız, turuncu olmayan, çok güzel bir renk. Bayıldım hemen tabi..Neyse fiyat ne kadar 43 lira. Loreal sanki mübarek. Alt tarafı Be-yu!

Eee şimdi sorun ne, ikinci ürün olarak ne alayım? 43 lira vermişken gloss fln almak istemedim..neyse, pudra alayım bari dedim, pudra kusacağım bu aralar gerçi .Hadi dedim, pudra bu, çabuk biten birşey, hergün de sürüyorum nasılsa, en geç 1 seneye biter nasılsa elimdekiler. aldım en açık tonu geldim.( bu arada pudranın da fiyatı 43 liraydı normalde)
Eve geldim, pudrayı denedim, tonu istediğim gibi değil, bunu da geçtim, kalite olarak bir flormar, bir alix avien, bir golden rose yani.. hiç de öyle 43 liralık birşey değil.. sinir oldum..

Neyse, hala mutluyum, çok güzel bronzerım var diye, onu denedim yüzümde... Sonuç ne?

Koca kocam pullar yüzümün heryerinde..pudra daha sürerken yüzümden uçuyor, anlamadım nasıl birşey. Bu kadar açık tenliyim, en açık pudralar bile leke gibi dururken bende, bu resmen yok oluyor daha sürerken..

Kısacası, Be-yu kazığı yemiş bulunuyorum. Birçok kişiden çok kaliteli olduğunu duymuştum ama benim için bir hüsran oldu. Çok kızgınım kendime.. 43 lira buna verene kadar, çilekten ya da cheapsmells den daha iyi bir marka alırdım, onu da geçtim, 15 liraya flormar terracota alırdım, bin basar buna...


ıyyyyyyyyyyyyyy çok sinirliyim. gidip yatacağım. kendimden nefret ediyorum şu anda. :(

16 Mayıs 2010 Pazar

BIODERMA SEBIUM H20 MİSEL TEMİZLEME SUYU


Bu ciciyi de, geçenlerde, effaclar jel ile birlikte aldım. Uzun süredir çok merak ettiğim bir üründü ve eczacım testerlarını vermişti, denedim beğendim :)

Sonra, bir de baktım, bu ürünün 500 ml boylarında, 1+1 kampanyası varmış. Daha doğrusu bu kampanyalı ürünler eczanelere sınırlı sayıda dağıtılmış ve birçok eczane, ayırıp tek tek satmış. Eczacım da benim için 1 tane ayırmış bundan.. Bir de yanında, normalde 25 TL ye satılan, 100 ml lik boyunu da bana hediye etti, acayip karlı bir alışveriş oldu benim için.  Şu anda 1100 ml sabunlu suyum var hehe:)

Aslında, bu ürünün hassas ciltler için Sensibio H20 olanından alacaktım, son anda buna döndüm :)

1. İddiaları: Hassas ve yağlı ciltlere uygundur. Alkol içermez, göz ve yüz makyajı temizlemekte etkilidir.
Mükemmel göz çevresi toleransına sahiptir. Durulama gerektirmez. 

Kullanımı: yüzü bir pamuk yardımıyla temizledikten sonra, kurulayınız.

2.İzlenimlerim: Göz ve yüz makyajını gerçekten etkili temizliyor.Kesinlikle göz yakmıyor, cildim de de herhangi bir reaksiyona yol açmadı.
 

Parfümlü, kokusu çok hoş ama cilt ürünlerinde parfümsüz olanları tercih ederim kesinlikle. Yine de yapacak birşey yok, parfüm koymayı uygun görmüş kendileri:)
 
Kullanımdan sonra, yüzünüzde yapış yapış bir his bırakmıyor, tertemiz ferahlamış bir his oluyor.

Ben nasıl kullanıyorum: Makyajımı bununla silip, arkasından temizleme jelimle normal temizlik işlemlerimi gerçekleştiriyorum, ne de olsa kimyasal, yüzümde bırakmaya gerek yok bence.

İş çıkışı dışarı çıkacaksam, yanımda taşıyorum, iş bitiminde yüzümü bununla iyice temizleyip, temiz cilde yeniden makyaj yapıyorum, bu anlamda çoook işe yarayan bir ürün. İş yerine de temizleme jeli taşıyacak değilim ya!

Bununla yüzümü sildikten sonra, jel ile yıkamasam bile, mutlaka en azından su ile durulamaya gayret ediyorum.
Çünkü misel temizlik, deterjanla, ya da deterjanımsı maddelerle oluyor. 
En azından, benim okulda gördüğüm miselar temizlik bu şekilde, deterjanlar ya da misel ajanlar diyelim, yabancı maddeler tutunarak, onların etrafını sarıyorlar :). Bu şekilde temizlik oluyor. Herhalde, bu ürünün temizleme mekanizması da buna benzerdir.

Ürünün en güzel yanı, yağlı ciltler için olmasına rağmen, cildi asla kurutmuyor, germiyor. Yağlı cilt kurutulmalıdır, haydi gelin şunu pul pul yapalım parçalayalım tarzındaki neutrogena tonikler gibi falan değil.
(Bu arada tonikler gözümde nasıl da canavarlaşmış :)

Bitince tekrar alacağım bir ürün kesinlikle, ama biterse tabii.. daha hediye olan 100 ml lik olanı bitiremedim ki, sıra diğer 2 tane 500 ml lik şişeye gelsin :)

15 Mayıs 2010 Cumartesi

La Roche Posay Effaclar Yüz Temizleme Jeli

Birkaç haftadır, effaclar temizleme jelini kullanmaya başladım. Yeni formüllü olan, 200 ml lik ambalajlı olandan aldım, hem de 2 li paket :)




1. Oldukça akışkan ve şeffaf bir jel. Kıvamı kullandığım birçok temizleme jelinden sulu.

2. Çok kötü kokuyor, Effaclar K ile aynı kokuya sahip. Tek sevemediğim yanı bu oldu jelin

3. Merak edenler olabilir, içeriğindeki 2. madde sodiumlaurethsulfate. Ben takık değilim böyle şeylere, cildime birşey iyi geliyorsa, sls miş, parabenmiş takılmam :) Bir ara herkeste sls ve paraben fobisi vardı. Çok saçma geliyor nedense bana.

4.Cildi yağlı olmayanlar kesinlikle kullanmasın, çok kurutuyor. Benim cildimi de çook ama çok kuruttu.
Normalde, cildimi çok kurutan ürünler kullandığımda, kistik sivilceler basardı yüzümü. Bu jelde de çok korktum böyle olmasından, ama cildimi aşırı kurutup pul pul soymasına rağmen, sivilce falan çıkmadı, hatta cildime iyi geldi diyebilirm.

Kurutma problemi beni normalde çok rahatsız eder dediğim gibi, ama şu anda, sabahları Hamilton Everday Face SPF 30 kullanıyorum, bu çok bol nemlendiren ama yağsız bir ürün. Effaclar ile iyi bir ikili oldular, onun kurutucu etkisini gideriyor, çok güzel yatıştırıyor cildimi.

Akneli ciltlere tavsiye ederim:)

12 Mayıs 2010 Çarşamba

ŞİŞKO BUBBLE :/

Bugün İngiltereden müşterilerim vardı. Kendileri en sevdiğim müşterilerim, hiç öyle soğuk tipik ingiliz değiller, gayet sıcak ve tatlılar. Ama bugün bana öyle bir soru sordular ki çok içerledim kendilerine. Buradan teessüflerimi iletiyorum kendilerine Türkçe olarak.

Otururken, "çocuğun var mı?" diye bir soru yöneltti bir tanesi. Şoka girdim, "No" diyebildim sadece. Oha yani, evet 3-5 kilo almış olabilirim ama hala kimse 24 yaşında olduğuma inanmıyor, hala 18-20 gösterdiğimi söylüyorlar genelde. Çok mu anaç gördü de beni sordu yoksa çok mu şişman gözüktüm bilmiyorum...

Geçri bu soruyu sonra, 2 arkadaşımıza daha sordular, onlar da benim yaşlarımda ve oldukça fit vücuda sahipler. Buradan avutayım kendimi bari.

Yine de kilo vermek için itici bir kuvvet oluşturdu üzerimde. Neyse sıcaklar bastığı için çok mutluyum zira bu havada yemek yiyemiyorum pek, sürekli meyve, salata, su ile besleniyorum. Bir de işten gelince bir taraflarımı kaldırıp spor yaparsam tam süper olacak.

Şişko patitis bubble.

10 Mayıs 2010 Pazartesi

Öylesine mesudum ki:?!/?([

Evet, saçmalıyorum. Şoktan saçmalıyorum. Yani mesut , mutlu falan değilim.

Bugün işe gitmedim, çok hastayım, grip+farenjit oldum da azcık. Doktora gittim, senin boğaz maşallah pek bir iltihaplanmış, berbatsın dedi, ilaç yazdı... Sonra eve geldim, yatıyordum biraz önceye kadar.

Kapı çaldı, postacı T.C Başbakanlık'tan gelmiş bir kağıt getirdi, katlanıp zımbalanmış.

Açtım, öğrenim ve katkı kredimin geri ödemesi ile ilgili. İlgili demiyelim ya da ta kendisi. Ödeme planı. Çok güzel hazırlamışlar, sağolsunlar, çok teşekkürler.

Allah razı olsun, 10 taksite bölmüşler! Ayda, 1.250 TL. Ayda ortalama 150 TL aldım diyebiliriz, 5 yıl boyunca..Şimdi 10 ayda ödüyorum, 1 sene bile değil! Hem de ayda 1.250 TL.

Bu arada, maaşım 1250 TL, yeni mezun bir tekstil mühendisiyim bildiğiniz üzre.İş bulabilmiş olan şanslı kesimden.. Ben bu maaşla, ayda 1250 TL kredimi de öder, bir de para bile arttırırım diye düşünüyorum, sizce de artırır mıyım? 

Bu arada, hesapladım 5 senede, 8750 TL falan kullanmışım, 12.500 TL geri ödüyorum. 

Neyse, bu ülkede hala herşeyin iyi gittiğine inanan insanlar var, birşey söyleyemiyorum. Sinirden gülüyorum şu an farenjitli farenjitli. Sesim de pek bir havalı çıkıyor böyle çatal çatal..

Oh, baya bir ağırlık çöktü mideme, sanki kocamaan bir kazık yemişim gibi, neyse ben bu toklukla gideyim de biraz para biriktireyim. Ne de olsa aç günler beni bekliyor. Haydı görüşürüz.

7 Mayıs 2010 Cuma

ÜRÜN YORUMLARI

Son aldığım, aşağıdaki postlardaki ürünleri yorumlamamıştım, en son orada kalmıştık :)

Hemen yorumlayayım:

Bourjois Yes To Volume No To Clumps Mascara: Çok severek kullanıyorum. Bir ara fotoğrafını çekip koyacağım. İnce, tarak gibi bir fırçası var. İddiası, topaklanma yapmadan, dolgunlaştırması. Fakat, dolgunlaştırmıyor maalesef. Ancak çok uzatıyor, yani maskaranın sloganıyla bir çelişmesi var. Ben memnunum, gerçekten de topaklanma olmuyor , tek tek ayırıyor ve ok gibi uzatıyor. Bir daha alır mıyım, evet hem de yine indirimli yakalarsam 5- 10 tane :)

Garnier Sivilce ve İz karşıtı roll on: Bu ürünü yorumlamamı isteyen birçok kiş oldu, özür dileyeceğim kendilerin ama kullanmadım desem ben onu :S
Bir kez kullandım sadece , sivilceyi azıcık küçültmekten başka birşey yapmadı, ama azıcık.. Yani öyle iddia ettiği gibi mucizevi bir ürün değil, bol deterjanımsı kokulu.. gereksiz, parama yazık oldu.

Bu arada yeni cilt bakım cicilerim de var, onları da bir ara paylaşacağım, bu gece yoruldum gari :)

SONUNDA GELDİM:)

Bir de geldim, 72 izleyicim olmuş, 1 ay önce bıraktığımda 60 idi yanılmıyorsam. 1 ay boyunca yazmayarak, iyi bile izleyici kazanmışım:) Neyse, bir daha bu kadar ayrı kalmayacağım blogumdan, özledim çok.

Ayrı kalışımın nedeni de, erkek arkadaşımın askere gidecek olması ve bizim sürekli beraber vakit geçiriyor olmamız, aynı zamanda işlerimin yoğunluğu. İşten çıkıp erkek arkadaşımla vakit geçiriyorum, ondan ayrılınca da işe gidiyorum:) 1 aydır eve uğramadım desem, abartmış olmam sanırım. Masamın üzerine haftalar önce koyduğum şeyler bile duruyor öylece..

Neyse, ben bu ayrı kaldığım süreç içinde, hiçbirşeye vakit bulamasam da, internetten alışverişe pek bir vakit bulum sevgili okuyucularım. Malum, 5 dakika içinde tüm online alışveriş sitelerini gezip, milyon tane ürün sipariş edebilme yetisine sahibim malesef. Yine geldi E.L.F ler, gitti, cheapsmells ler.. onlarda yeni birşey yok, daha önce aldığım kullandığım ürünler.. Ama aşağıda, yeni cicilerim var, ilk kez kullanacağım kendilerini, ve bugün elime ulaşmış bulunuyorlar. Çok mutluyum :)

İlk olarak, Strawberry, loreal çıkartmam..Mother's Day Special dan aldım bu pudralar. Bare Naturale serisinden, compact pudra. Oha, ruh hastası mısın, neden 4 tane aldın derseniz, çok ucuzdu,loreal pudraları hep sevmişimdir ve burada oldukça pahalı, ayrıca  pudra dediğin lanet şeyler, 1 ayda bitiyor!

Bu arada bu ürün Türkiyede yok maalesef.

2li paket halinde, 22 liraydı ki bir de bağlılık indirimim vardı, üç beş kuruş da oradan indi:)

Rengi Light Ivory, en açık ton. Ivory normalde pembe tonlu olur ancak light ivory rengi sarı tonlu bi renk, rengin bana koyu gelmesinden korkuyordum ama çok güzel oldu. "casper, the friendly ghost" şeklindeki cildimle uyum içinde rengi. Yapısı çok ince, çok kapatıcılığı yok ama çok mat tutacak bir pudraya benziyor.  Bu arada pazar günü sipariş verdim ve bugün geldi. (İsveç'ten geldi paket, bu da enteresan birşey, Hong Kong'tan değil. Bildiğim kadarıyla stok hangi şubelerinde varsa oradan gönderiyorlar, öyle birşey daha önce de oldu bana)

Fırçası çok şirin ama allık sürerim ben bununla, bayılırım yarım ay şeklindeki fırçalara zaten. pudra sürmek için uygun değil bence.. çok bebiş ama :)

Fırçanın, kapakta takılması için tırnaklı bir bölüm var, bir de fırçanın pudraya değmesini engelleyen bir kılıf. Fırçayı tırnakların içine sokup, üstüne kılıfı koyup kapatmak gerekiyor, biraz alengirli. Ben onun içine bir sünger atıp, fırçayı da allık amaçlı kullanırım ..( NOT: ayrıca, 2 adet de Loreal Bare Naturale, 3 lü makyaj kitinden sipairş verdim, gelince yorumlarımı paylaşırım, çok heyecanlıyım:)







Aşağıdakiler de, Eyüp Sabri Tuncer'den yaptığım anneler günü alışverişi. Burda da %50 indirim vardı e body splashlere dalmak gerekiyordu bu durumda. Bu arada, EST nin kadınlar gününde yaptığı kampanyayı kaçırdığım için çok üzülmüştüm.

Öncelikle, EST nin bu ürünlerini, ilk olarak Chun Li 'nn blogunda görmüştüm, siteye girip incelediğimde, aa ama bunlar bir Victorias Secret, bir bath&body works olmuşlar diye bakakaldım. Ambalajlardan, mililitrelerine kadar aynı..Yıllardır, neden bir Türk markası şu meyveli body splash - body lotion işine girmiyor, neden illa ABD den gelen kuzenlere, amcalara ısmarlamalıyız, ya da neden gg den 80 liraya almalıyız diye hayıflanıyordum ki, EST yaptı sonunda. Çok başarılı buldum seriyi, bence daha da geliştirilebilir ama yine de çok güzeller.

Gördüğünüz üzre, 1 adet terlik hediyeli Raspberry Perfume Jewels set, 2 adet Raspberry body splash, 2 adet oda spreyi, 1 de lavanta kolonyası aldım. 

Raspberry body splashlerde bir manyaklık yaptım yine gördüğünüz gibi, o tamamen benim kırmızı meyvelere olan obsesifliğimden kaynaklanıyor. 20 taneden fazla seçenek var kokularda ama gittim 3 tane aynı kokuyu aldım, manyaklık..Bir dahaki alışverişimde kavun ve papaya deneyeceğim, almadığıma pişman oldum.

Perfume jewels setin kutusu, içinden çıkan terlikler herşey çook ama çok tatlı, bence hediye olarak vermek için de çok uygun ambalajı. 

İçinden çıkan hediye terliklerin şirinliğine bakar mısınız? Terlikler kaliteli değil ama kalite aramıyorum zaten hediye bir terlikte, tamamen göze hitap ediyor, evde banyodan sonra giyer, yeni gelin gibi dolaşırım artık dantelli güllü terliklerimle:)

Ahududu serisinin kokusu çok güzel, özellikle vücut losyonlarının kokuları daha da güzel. Body splash daha bir çileğimsi kokuyor, bence biraz daha ahududuya benzetilebilirdi. 1 saat önce sürdüm kollarıma, buram buram kokuyorum halen.

Oda parfümleri de, Okyanus ve Lavanta. Lavanta olan çok güzel, bildiğimiz mis gibi lavanta kokusu işte, ama Okyanus olan gerçekten de deniz gibi kokuyor, çok ferah. Bunları banyoya arada sırada sıkmak için aldım, evde oda kokusu kullanan bir aile değiliz, zira zararlı buluyoruz kendilerini.

Lavanta kolonyası, 250 ml ve cam şişede, misss missss. Nostalji kokuyor buram buram. 

Bu arada, EST den alışveriş yapan herkesin kutusundan hediye antibakteriyel jel çıkmış, bana çıkmadı, hıh :(