24 Eylül 2011 Cumartesi

Project Pan'in Suçu Ne?- Part 1

Yok yok, bu project pan, insanı daha çok almaya teşvik ediyor, ben böyle düşünüyorum. Rejimdeyken, insanın canının çok aciiiiip şeyler çekmesi gibi birşey.
alt tarafı 3 kutu bitti o postta yazdığım ürünlerden.. Bakınız bölüm 1 aşağıda.. Evet evet, bir de bölüm 2 var.
Ve evet, bunların hepsi bu hafta içi alındı...İçimde karşı koyamadığm bir alışveriş isteği, aman yarabbim, sanki mide kazıntısı gibi..




1. Gliss Sıvı Saç kremleri: Ben Gliss ürünlerine zaten tapan biri olarak, Karşıyaka çarşıdaki Yücel Parfümeride 1 +1 kampanyası olunca ve 2 şişe krem 9.90 TL ye gelince, kapıverdim. Yarım şişe kullanmakta olduğum var, milyon tane de banyoda durulanan saç kremi var ama olsun çoook uzun bir süre krem almazsın, şimdi al diyerek kendimi rahatlattım ve aldım!

2.Isana Sıvı Saç kremi: İçinde ipek özleri falan olduğunu iddia eden bir sıvı saç kremi bu da.. Şişenin kapağının küçük olması itibariyle, Gliss'den daha küçük gibi görünse de, bu da 200 ml, aynılar yani.. Bu şişe 4,5 TL. ayrıca, saçlarımı çok güzel açtı. Çok beğendim. Elimdekiler biterse!, yine alırım.

3.Body Shop Allık: numarası sanırım 1006.. Emin olamadım, çünkü çok abuk bir yerde yazıyor. Nars Orgasm'a çok benziyor bence, hatta bence daha güzel. Ben Orgasm'ı denediğimde, kendime yakıştıramamıştım ama bu allık çoook güzel, ayrıca yakışmayacak bir insan da bilmiyorum. Çok doğal ve oldukça açık bir mercan tonu, altın rengi ışıltılı.. Çok beğendim.




4. Body Shop göz çevresi için aydınlatıcı kapatıcı: Alttan çevirince, fışt diye fırçasına ürün gelen cinslerden. En açık rengi bu. Sadece orada alırken elimde denedim, daha ambalajını bile açmadım aldığım ürünün. Meraksız mıyım?? Hayır, değilim ama açıkta milyon tane kapatıcım varken, vicdanım bir tane daha bayatlatmaya izin vermiyor.

5.Isana Lip Balm-Vanilyalı & Mentollü: Kokusunu pek sevmedim. Mentol kokusu almıyorsunuz, sadece dudakta hafif bir serinlik hissediliyor. Vanilya kokusu hayal ettiğim gibi tatlı, kurabiye gibi değil. Acımsı sanki.. ama yine de çok kötü değil. 3,5 Tl ye inmişti, merakıma karşı koyamayarak aldım. Soğuk kış günlerinde kurtarıcı olacaktır.

6.Rival De Loop Siyah nokta bantları: çok beğendim, şu ana kadar kullandıklarım içinde en etkilisi. Gördüklerim karşısında dehşete düştüm zira.. Kutu içinde 3 adet bant var, fiyatı 3,35 TL. Bitmeden stoklanması gerek ancak Rossman'da kalmamış..








7.Rossman RingelBlumen Salbe , Türkçesiyle, Arnika Çiçeği merhemi: Evet böyle antik kuntik şeylere bayılıyorum. Ama daha çok ben Rossman'a ve Almanların bu marketlerde satılan, tedavi iddiası olmayan ama yarı medikal dedikleri doğal ürünlerine bayılıyorum.Adamların tarzı bu..
Şimdi efendim, Arnika Çiçeesii, çok iyi bir çiçektir, cilt için çok iyidir. ( zamanında, bir eczacı tanıdığımız, evinde hırs yapıp arnika yetiştirmeye, kremini yapmaya bile teşebbüs etmişti, o derece..) Türkçesi Aynısafa çiçeğiymiş aslında.
Ben Yves Rocher'ın Arnica özlü el kremini kullanırım, hep alırım bittikçe , mis gibi kokar ama bilirim ki içinde biraz parfüm de var.
ama bu krem parfümsüz, parabensiz, içinde, jojoba, arnika, soya yağı, E vitamini vs.vs var işte. Çok beğendim, özellikle çok kuru yerlerime sürdüm, bayıldım. Fiyatı 3,79 Tl ve 100 ml.
aslında 250 ml olanı daha ucuz, 4,5 TL ama kalmamıştı. Bitince yine alacağım, hatta bitmeden stoklayacağım bir krem.. Yağlı ciltli olmayanların yüzlerine bile kullanabileceklerini düşünüyorum.


8.Avon Clearskin Professional Invisible Blemish Treatment Gel: Bu ürün %2 salisilik asit içeriyor, ayrıca bilmem kaç adet bitki özü. Bu kadar etkili çıkacağını hiç düşünmemiştim, bu ayki kargo limitimi doldurmak için öylesine almıştım. Sanırım salisilik asit oranının kayda değer olmasından mütevellit, çenemdeki 2 sivilceyi pısss diye söndürüp beni şoka soktu, hem de bir günde. ( genelde bir gecede etki ettiği söylenen kremlere pek inanmam, zira bu kremi bir gece sürdüm, bir de sabah kalktığımda ve o günün akşamüstünde sivilceler kabuk halini almıştı)
Etkisi hep böyle devam ederse yine alabilirim.

Bu arada, mavi renkli şekli birşeye benzetilemeyen cisim, yumuş yumuş bir silikon yüz temizleyici.. Clearskin serisinin hediyesiydi. Acayip süper bişi, yumuşak ötesi, yüzeyinde, kıl şeklinde çıkıntıları var.

9.Avon Solutions Youth Minerals Spf 20 göz kremi: henüz kullanmadım, hatta ömründen yememek için kapağını bile açmadım. Kremi yaşlanma  belirtilerime çare olsun diye değil ( zira pek yaşlanma belirtim yok, heheyt) güneş koruması için aldım ancak ucunun bilyalı olması beni biraz irrite ediyor, bakalım rahat kullanabilecekmiyim.. Mevcut göz kremi bitirilmeden, bu krem açılmayacak!

10. Avon Clearskin Pore Penetrating Clay Mask: Kil maskesi, içinde yine %0,5 Salisilik asit var.
Henüz kullanmadım ama yabancı bloglarda güzel bir maske olduğu yazılmıştı. Temsilci fiyatıyla bana 4 TL ye gelince, kaptım bir tane..Deneyince yorumlarımı yazarım..

İşte böyle. Part 2 de, sevgiliye alınan deodorant, kendime aldığım 2479479 tane oje ve kıyafetleri görebilirsiniz. Hatta ayakkabı da aldım ..Evet ben bu hafta deli gibi para harcadım. Çok kızgınım kendime.
Ama olsun, güle güle kullanayım yine de..:)

13 Eylül 2011 Salı

Zayıflamışım!!

Dün sevgilim geldi. 1 haftalık aranın ardından, beni görür görmez " Sen zayıflamışsın sıpaa, gebertirim seni" dedi. Hehe, mutlu oldumm..O zaman neymiş, boğazı tutmak işe yaramışşş..

11 Eylül 2011 Pazar

Göbek, ayak ve Fransız Manikürü



Başlangıç notu: ayakları zoomlamayın olur mu? Zira pek korkunç görünebilirler..:D





Ne zaman ki eğilip ayak tırnaklarıma oje sürmekte zorlanıyorum, o zaman anlıyorum ki göbeğim büyümüş, ben şişmanlamışım. Özellikle french yapıyorsam, nefes nefeseyim..Evet abarttım biraz, haha :P Ama zayıf günlerimde ayaklarıma daha iyi french yaptığım bir gerçek :)




Bunlar da kısa ve tombul eller:

Sol el


Sağ el



solak değilim fakat, sol elimde daha iyi french yapıyorum. Var mı böyle bir saçmalık?

10 Eylül 2011 Cumartesi

IVIR ZIVIRLIK

Bugün marketten 1 TL ye aldığım, plastik sepetlerim.. Boyutları 15x20 cm civarı, derinliği de 8-9 cm herhalde    ( şu anda tamamen sallıyorum, ölçmedim).
Her rengi vardı, bu pembe ve yeşil bana çok şirin geldi.Plastiği sert ve kaliteli, renkleri güzel, dikdörtgen oluşu güzel, çekmeceler için uygun, kenarlarında uyduruk plastikler gibi kıymıklar yok. 1 TL olması zaten şaka gibi..
Çok ihtiyacım vardı gerçekten , 2 tane aldım bir de..:P

Annemin yorumu, " sen böyle şeyler aldıkça ıvır zıvırlarının sayısı artıyor, farkındasın değil mi?".




Galiba annem doğru söylüyor :)

VICHY- MICROFLUID FACE SPF 50+ Güneş Koruyucu

Sanırım artık yüzyıllardır süregelen çılgın güneş koruyucu sorunsalıma son noktayı koymuş bulunuyorum. Hayır, hayır, hayalimdeki kremi bulmuş değilim, heyecanlanmayın :)
Mükemmeli bulamayacağımı kabul ettim sadece..

Kullandığım hiçbir markadan çok memnun kaldığımı söyleyemem. Koruması iyi olanın, dokusunu beğenmiyorum, dokusunu beğendiğimin koruması düşük oluyor, parfümlü parfümsüz olayı derken, mükemmel değil hiçbiri..

Bu yaz başı "amaaan nasılsa hepsi aynı değil mi, ipe ipe kullanacağım bir tanesini "diyerek, Vichy'nin 40 TL ye satılan, yanında makyaj temizleyici ve yüz kremi seyahat boyları hediyeli olan kofresinden aldım. Ürün, parfümsüz, parabensiz ve sebum düzenleyici olduğunu söylüyor :)

Bildiğiniz gibi, Vichy de La Roche Posay gibi bir Loreal markası. Loreal'in patentli Mexoryl-XL güneş koruma teknolojisi , Loreal'in tüm markalarında kullanılıyor. Bu yüzden şu anda piyasadaki Vichy ve La Roche Posay marka güneş koruyucular arasında, kullanılan filtreler ve teknoloji bakımından bir fark yok..Biraz da alırken, bunu düşünerek aldım, La Roche Posay 59 Tl ve Vichy 40 tl + yanında hediyeleri var diye..

İyi ki de almışım, çünkü kesinlikle La Roche'un Anthelios AC sinden kat kat fazla memnun kaldım diyebilirim. Bir kere, Anthelios AC, akneli ve yağlı ciltler için olduğu belirtildiği halde, inanılmaz yağlı, ayrıca bende akne problemimi artırdığını düşünüyorum.

 Ancak Vichy, eriyip suratımdan akıp gitmedi, tamam çok mat da durmuyor ancak Anthelios'dan daha iyi emildiği ve daha mat durduğu ayrıca, akne problemimi artırmadığını/ hatta hafiflettiğini söyleyebilirim.

Neyse efendim, ben bu kofreyi yaz başında aldım, güneş kreminden pek memnun kaldım ve bitmek üzere.Tasalar tuttu tabi beni :) Bu hafta içi, gittim, aradım kofrenin aynısından bir eczanede son kalanı buldum. Yaz sonu olduğu için, yenileri gelmemiş, hep bitmişti. Şanslıyım son pakedi yakalayabildiğim için..Seneye yaza da , kofre olsa da olmasa da, aynı kremi alırım diye düşünüyorum..( Gerçi sağım solum pek belli olmaz benim :))

Biraz da fotoğraflar :)


Hediyeleri şunlar:

Purete Thermal 3 in 1 Temizleme Suyu: 100 ml.
Aqualia Therma Rich Krem 15 ml ( bu da parabensizmiş )

Yaz başında aldığım kofreden de aynı hediyeler çıkmıştı ancak ben hiçbirini açmadım henüz. Bunları da saklayacağım, açıkta çok fazla makyaj temizleyicim ve kremim var, bayatlamasını istemiyorum. Bu yüzden bu ürünler hakkında yorum yapamıyorum ama güzel çıkacağını düşünüyorum nedense :)


Kısacası, bu fiyata bu ürünler bence sudan ucuz :):)

Not: Güneş kreminin akne problemimi hafiflettiğini yazmam, lütfen akneleri geçirir gibi anlaşılmasın. Kimseyi yanıltmak istemem. Ama benim cildim uzun süredir olmadığı kadar iyi ve pürüzsüz, hem de yaz boyunca böyleydi. Benim yazları cilt prolemlerim genelde sıcak ve nemle birlikte artardı, ama bu yaz artmadı, bu ürünün de etkisi olduğunu düşündüm ben de, gözeneklerimi diğerleri kadar tıkamadığını düşünüyorum.

Bilgilerinize sunulur..

9 Eylül 2011 Cuma

Halen diyetteyim?

Evet diyetteyim. Sanırım. :)
dün akşam dondurma yemiş olsam da diyetteyim. tam 5 gün oldu. Kendimi öldüresiye sıkmadığımı itiraf etmeliyim ancak öyle bisküviler, kekler, çikolatalar da yenmiyor. Akşam kuş kadar yemek yeniyor.İş yerinde zaten öğle yemeği yemeye vakit bulamıyorum, açlıktan bayılacak gibi oluyorum bazen ama vakitsizlikten tuvalete bile gidemiyorum.
Bu hafta yine inanılmaz stresliydim, genel müdürümüze "Bence bizi öldürün, siz de biz de kurtulalım" dedim.. Sessizlik oldu..Bakışmalar..Kal geldi kendisine , gülümsedi.. Hiç de pişman değilim, oh iyi dedim :) :)

Ee siz ne yaptınız? Milky, Sochic nasıl diyet acaba :):)

5 Eylül 2011 Pazartesi

1st day on diet

Sağlıklı ötesi bir gün geçirdim. İkram edilen bisküviler, browni intenseler hatta profiterol bile geri çevrildi.
E bundan iyisi, şamda kayısı!

4 Eylül 2011 Pazar

Evet, yine pazartesi günü diyeti



Biliyorum, daha önce bu blogda, daha blogum tazecikken, diyete başlıyorum, efendim 100 kilo aldım, kesinlikle diyet yapıyorum die atıp tutmuştum. Şimdi görüyorum da sadece atıp tutmuşum.  "Noöldu Bubble Hanım ?" dediğinizi duyar gibiyim.. Yalan oldu , napalım..Zira o zaman şimdiki halimden daha da zayıftım ( 2-3 kilo kadar). O zaman da eski halimden 6-7 kilo kadar şişmandım.. Ne etti toplamda? Ben toplamak istemedim , isterseniz siz toplayın yazın...

Yok, yok.. İnsanlar anlamıyor beni. Vallahi de çok yemiyorum, ne yesem yarıyor durumu oldum resmen. Ofiste tüm gün buz gibi klimaların altında dona dona çalışan bünye, bence yağ bağlıyor kutup ayısı misali. Ya bir daha yemek bulamazsam diye, her yenen depolanıyor diye düşünüyorum. Saçmalıyor muyum sizce?
Klimalı ortamda durmak zararlı diye biliyoruz hepimiz ama kilo aldırıcı etkisini ilk kez benden duyuyor olabilirsiniz  :D:D Neyse işte bugün de bunu öğrendiniz. :P

Şu anda mutsuzluğum doruklarda. Yarın iş başlıyor ve ben artık işimden nefret eder oldum. Her daim çok yorgunum demekten, akşam eve geldiğimde uyuklayarak iş yapmaya çalışmak, 10 da uyumak, dışarı bile çıkmak istememekten bıktım, usandım. Her sabah 6 da çalan saati 5 kez erteleyip, sürünerek uyanmaktan, iş yerinde öğlen 12 ye kadar ayılma faslı yaşamaktan ve öğleden sonra bitmek bilmeyen 5 saatlik toplantılarla günü bitirmek- ya da bitirememekten bıktım. Bu yüzden yarın işe gitmek istemiyorum.

Haaaa bunun kiloyla ne alakası var diyeceksiniz. Mutsuzum arkadaşım, istediğimi de giyemez oldum. İşe ne giysem şaşırdım, durup durup bol bol t-shirtler, altına taytlar..( allahtan moda da, garip durmuyor)
Açıkçası bu iş stresimin de beni etkilediğini düşünüyorum..Spor yapamıyorum bir kere, bilgisayar başında tüm gün hareketsizim..


Geçen yaz giydiklerime bu yaz giremez oldum( geçen yaz da bir önceki yazın kıyafetlerine giremiyordum, bu böyle katlana katlana büyüyor , offf)
Dolapta, kazara 2 sene önceki t-shirtümü buldum. Gözlerim doldu, neredeyse ağlayacaktım. Çocuk t-shirti len bu dedim, minnnak bişey..Ben mi giyiyordum dedim, evet Bubble, sen giyiyordun dedim..

Ben ne yaptım? Mangonun indiriminden, içine şu anda kesinlikle giremediğim, dizime kadar çıkan bir kot aldım. Bunu zayıflama aracı olarak kullanacağım. Kotu o kadar beğendim ki, ben buna girerim dedim ve aldım ama eğer bu 10 kiloyu veremzsem , verdiğim para sokağa gidecek. Aldım gazı, gidiyorum...


Yarın bu mutsuz bünye, diyete başlıyor. o 10 kilo verilecek, başka yolu yok.
Vallahi her hafta buraya rapor yazacağım , söz.. ben yazmazsam siz sorun, baskı yapın tamam mı??
Öptüm.

Project Pan zamanıdır!!!

Paloma geçen gün bana "kızıım project pan yapıyorum artık canıma tak etti" dediğinde , sen de mi ya üfff, çok sıkıcısın, bırak kasma, bitmesin dedim, bol bol dalga geçtim.
ancak odamda artık yaşanacak, ya da nefes alınacak yer kalmadığını farkettim. Gerçekten abartılı sayıda vücut losyonu, parfüm, ayak ve el kremi var.. Makyaj malzemelerinin abartısından bahsetmiyorum..Onları bitirmeye uğraşmıyorum, zaten belli şeylerim düzenli aralıklarla bitiyor, pudra fondöten, rimel gibi..

Ama arkadaş, bir insanın 6 tane de ayak kremi olmaz ki.. Hepsi yarım yarım.. 2 tanesi hafif diye, "yazlık ayak kremi", bir kısmı serin havalar  için!, bir kısmı çok yoğun diye, kış için.. Yok artık, delirmiş dediğinizi duyar gibiyim..

Acilen bitirilmesi, dolapta yer kaplayan yedeklere geçilmesi ve ortalıktan birkaç kutu daha uzaklaştırılması için abanılarak kullanılması gereken şeyler:




1. Eyüp Sabri Tuncerden aldığım Raspberry kokulu vücut kremi ve vücut losyonu: Yarıya geldim sayılır ama halen gözümde büyüyorlar.Bir kere Rasperry falan kokmuyorlar, bariz çilek kokuyorlar. İlk başta sevmiştim ama ne bileyim sonradan sevemedim, bacaklarıma , ellerime sürer oldum...Böyle böyle bitecek umarım..

2.Neutrogena Radiance Boost Göz kremi: bitmek üzere, sanırım düzenli kullanımda 2-3 haftalık ömrü var. Arada clinique all about eyes ve avonun eski solutions kavanoz göz kreminden kullandığm için bitmedi. Bir daha alır mıyım? Ihh, cık. kötü bir yönünü görmedim ama denemek istediğim Rossman göz serumları var, ayrıca La Roche Posayin göz krem testerları var elimde.

3.Watsons Beauty Formulas Intensive Moisture Ayak Kremi: Yalana gel, hiç de yoğun nemlendirme özelliği falan yok bu kremin. "Yazlık" ayak kremi diye tabir ettiğim cinsten, hafif, kolay emiliyor.Ama sabah kalktığınızda, o kuru ayaklar geri gelmiş oluyor. Sürülüp terlik giyilebilen cinsten bir krem. Bir de yetmezmiş gibi yedeği var!! Niye alırsın ki yedeğini. 3 tl idi neyse.

4. Hobby Ayak kremi: Bu krem de bitmek üzere ama bunu kışa saklıyorum. Oldukça beğendiğim bir krem, nemlendirmesi güzel, neutrogena kadar yoğun değil ama watsons kadar hafif de değil.. Bir daha alır mıyım? Olabilerrr..


5.Farmasi Foot Deo Cream: Bu da çok intensive olduğunu iddia eden bir krem, ama değil. Güzel ama bu da yazlık. Bir milyoncu gibi bir yerden almıştım 2 sene kadar önce, 1,5TL ye..bir de 150 ml bitmek bilmiyor anacım..Bulursam yine alabilirim, özellikle bu fiyata olursa..

6.La Roche Posay Effaclar Yüz Yıkama Jeli: bundan 3 tüp bitirdim. son tüpümü, yarıyı geçince ve diğer markaları deneme merakı bastırınca, banyoda, yüzümü yıkamak için kullanır oldum. Yaklaşık 1 aydır, her banyo sonrası bitirip atacağımı hayal ederken, içinde bir kullanımlık daha olduğunu görüyorum. Bugün artık çıkmaz derken, kocaman jel çıktı içinden, anlayamadım, durdukça çoğalıyor mu ne..Bir daha alır mıyım? İleride olabilir ancak şu anda Neurogena Clear Pore Wash ve Dermalogica Special Cleansing Gel ile çok mutluyum..Uzun bir süre almam.

7.La Roche Posay Effaclar Tonik: sırf alkolden oluşan bu toniği, zamanında Gizemeli dinleseydim, almazdım. 35 tl param da boşa gitmezdi. 4 de biri falan bitmiştir, belki daha azı..Yüzümü kızartıp , yakıyor.. Ne amacı var anlamadım. Çok aşırı yağlı ciltler kullanabilir belki.. Ben sadece alnıma sürerek bitirmeye çalışacağm, acaba kaç yılda biter..Bundan ümidi keseyim , hatta bu project pan'den çıkarayım en iyisi..


8. Avon Be Kissable Body Splash: Avonun en beğendiğim kokularındandı, mis gibi yasemin kokuyor ama ne yazık ki kaldırıldı :(
Çok seviyorum ama bu şişe resmen süründü , dibi geldi, bitmiyor. 2 ya da 3 tane yedeğim var.. Gelecek yaz kullanırım onları, ama bu kış bu şişe ortalarda dolanmamalı.

9.Parmex Aseton: Bence asetonda bu marka, en iyisi. Ancak tırnaklarım çok güçsüz ve aseton daha da mahvediyor. Bu yüzden artık asetonsuz oje çıkarıcılar kullanıyorum. Uni marka kullanıyordum ancak son gidişimde Rossman marka asetonsuz oje çıkarıcının Uni'nin yaklaşık yarı fiyatı olduğunu farkettim ve bir adet kaptım, ayrıca Uniden kat kat kolay temizliyor. ( Uni koyu renklerde başarısızdı, sadece açık renk temizlemek için kullanıyordum) Parmexim bitince artık hep Rossman alacağım.

10. Nivea Gazsız Natural Spray: bu ürüne olan duygularımı ben de anlayamıyorum, bir seviyorum, bir nefret ediyorum yer kapladığı için. Bence bu tam anlamıyla bir body splash, deodorant değil...Bir daha alacağımı sanmıyorum, aşırı çabuk bitiyor ve 10 TL. Hiç gerek yok.

Daha bitirilmesi gereken çook ürün var ama şu anda gerçekçi olup 11 ürün hedef aldım ( 1. sırada yazdıklarım aslında 2 ayrı ürün olduğu için 11 ürün ediyor toplamda, bakmayın 9 madde olduğuna:)


Ha bu arada, öyle gloss, allık , far bitirmek gibi gerçek dışı ürünler yok dikkat ederseniz. Bunları bitirene saygım sonsuz ancak ben bir allığa, bir glossa abanıp, psikolojimi alt üst edemem, onlar varsın dursun, ben sürekli aynı ruju süremem, içim şişer vallahi.

Bir de orjinal parfümlerim ve BBW ve VS body splash ve lotionlarım hiç bitmesin olur mu? Onlar benim canlarım.. :D:D

3 Eylül 2011 Cumartesi

NEUTROGENA-CLEAR PORE WASH Temizleme Jeli



Yüzyıllardır satılan bir ürün olmasına rağmen, benim çok ama çok geç keşfettiğim ve kendisiyle aşk yaşadığım bir yüz temizleme jeli.



Afedersiniz ama otu b.ku deneyen ben, herşeye para veren ben, bu jeli neden daha önce denememişim sorarım kendime. Gerçi düşünüyorum da, cevabı var sanırım. Daha önce Neutorgenanın Deep Clean serisindeki turuncu jelini kullanmıştım onun yüzümü resmen parça parça kabartması yetmezmiş gibi, sonra bir de hassas! ciltler için olduğu iddia edilen Liquid Neutrogena'yı kullanmıştım . O da turuncu, o da Deep Clean gibi rezalet bir ürün!! Aman tanrım, nasıl şeylerdi onlar. Cildimi kurutmanın ötesinde bir boyuta taşıyıp, kıpkırmızı kabartmıştı..

Neyse yani turuncu jellere olan garezim beni bu jeli denemekten alıkoymuş olabilir. Pek sevgili Pembepeluş bana yazmıştı, yok kızım, bu jel onlara benzemiyo, deterjan gibi değil bu, vallahi değil, al kız al diye...
Migrosun en son yaptığı ve bir daha ne zaman yapacağını merakla beklediğim %50 indirimden aldım bunu.

Bir kere, yapısı çok sulu, çok hafif ama ona rağmen ben az bir miktar kullanıyorum. Köpürmesini beklerseniz, daha çok beklersiniz, yok öyle birşey. Yüzümü ovuşturup, yıkıyorum,çok güzel durulanıyor, kalıntı hissi bırakmıyor.
İçinde Salisilik asit var, bu da akne oluşumunu önlemeyi iddia ediyor. Ben yaklaşık 1 aydır kullanıyorum ( aldıktan sonra bile aylarca korkudan rafta beklettim!) ve yüzüm gerçekten çok iyi durumda.
Bu arada cildimi aşırı da kurutmuyor. Yalnız parfümü biraz fazla, yıkadıktan sonra parfüm kokusu 1-2 dakika kadar burnunuza geliyor.




Neutrogena'nın diğer iki turuncu! renkli jelini piyasadan kaldırıp, tüm rafları bu jelle donatmasını temenni eder, başarılarının devamını dilerim..

Fotoğrafları bu sefer cep telefonuyla çekmedim valla. Ama sanırım çok kahve içmekten ellerim titriyor bugün, bulanık çıkmış, neyse çok da önemli değil, alt tarafı pompalı bir şişe :)

AVON-Sensitive Botanicals Gece ve Gündüz Kremi SPF20

Ay bana bu bayram bir yaz, bir post geldi, sürekli blogumla ilgilenir oldum, pek mesudum.
açıkçası, aylardır giremememin nedeni , hayattan neredeyse kopmuş olmamdı, bu bayram tatilinden sonra da aynı tempoya geri dönüş yapacağım için çok da ümitli değilim kendimden.
iş yerinde pozisyonumda sözde "kıdem"lenmem ve sorumluluklarımın artıp, dağlaaar kadar olmasıyla, gece evde çalışmalarla, yurtdışına çıkmamla bildiğiniz koptum gittim, ben bende değilim yani.. Yaz nasıl geçti anlamadım, sevgilim askerden gelmesi falan derken..

Neyse, hazır yazasım gelmişken yazayım bari..Bugün de Avon Sensitive Botanicals serisinin gece ve gündüz kremlerini yazayım istedim.



Önce gündüz kreminden başlayayım. Açıkçası bu krem için söylenecek çok söz bulamadım ben. Benim cildim için oldukça yağlı bir krem. 2-3 kez inat edip sürdüm ama gün içinde çok yağlandırdı, bu yüzden boyun-dekolte kremi oldu. Unutmadan, SPF 20 güneş koruması var, bu koruma kimyasal filtrelerle sağlanmış. Bunun dışında, içinde yine bol bol bitki özleri var. İyi yönü yine parfüm, paraben içermemesi denebilir. Kuru ciltlere tavsiye edebileceğim bir krem ancak ben vücuduma sürmek dışında başka bir amaç için bir daha alacağımı sanmam. Gündüz kreminin içeriği:





Gece kremi: bunu daha çok sevdiğimi söyleyebilirim. Daha çok jel formunda bir krem, gündüz kremine göre çok daha hafif ve kolay emiliyor. Aslında gündüz kremini elime ya da vücuduma sürdüğümde çok kolay emiliyor ama yüzümde emilmiyordu. Bu krem ise yüzde de gayet güzel emiliyor. İçeriği:



İçeriğinde yine bir çok bitki özü var, shea butter var ayrıca. Aslında yağlı ciltli insanlarda bu tarz yağlar gözenek tıkanmasına yol açabilir ama ben hergün sürmedim, sadece cildimi aşırı kuru hissettiğim zaman sürdüm. Bunun dışında dekolteme sürüyorum tabiki yine :) Ama sürdükten sonra bu bölgemde bir kadifemsilik oluyor ki ben bu hissi çok seviyorum. Kremin nemlendirmesini çook başarılı buluyorum.

Kremin en ilginç özelliğine gelelim. Fotoğrafta da görebileceğiniz ışıltılar. Daha doğrusu pembe-mor yanar dönerli bir görünümü var kremin.Sürüldüğünde ışıltı vermiyor kesinlikle, ama dekolte bölgesinde verdiği kadifemsi, pürüzsüz görünüm bundan da kaynaklanıyor olabilir belki, bilemiyorum. Mümkün olduğunca bu ışıltıların görünmesini sağlamaya çalıştım fotoğraflarda ama burada göründüğünden daha fazla mor ışıltısı var kesinlikle!



Shea butterın mucizevi bir yağ olduğuna inanan ben, bunu içeren her kreme da saygı duyuyorum, çok seviyorum :) Vucudumda kullanmak üzere yine alabilirim diye düşünüyorum.

Bunların da fiyatları %50 indirm zamanlarında 15 tl civarı oluyor diye biliyorum..

Kremlerin cildime uyup uymaması ayrı bir olay ama bence gayet başarılı ürünler. Tek dezavantajları kavanozda olmaları..

Ay bu arada, en önemli şeyi unuttum, kremlerin kokuları. Bu serinin göz, gündüz ve gece kremlerinin üçü de salatalığımsı hoş bir kokuya sahip ama içerikte parfüm yazmadığı için bunların içindeki bitki özlerinden kaynaklandığını düşünüyorum.


KATİL AYI ARANIYOR!


Bugün o kadar komik bir haber izledim ki.. Bilmiyorum acaba başka komik bulan olmuş mudur, yoksa sadece bana mı komik geldi.

Herkesin çok iyi bildiği, en "şov"men tv kanallarımızdan birinin ana haber bülteni. Hangi ilde olduğunu unuttum ama işte bir ilimizde, ayıcığın biri ormandan köye inmiş, ayrı ayrı zamanlarda 2 köylüyü kaçırarak öldürmüş!
Ve o görüntüler..

"Katil!" ayı, bir kaç jandarma eri ve köylüler eşliğinde ormanda aranıyor. Ana haber bülteni sunucusu da dehşetle katil ayı diyor birkaç sefer üst üste...
Eğer Türkçe bilmeyen biri o haberleri izliyor olsa, düşüneceği şeyleri tahmin edebiliyorum.. İnsanlar bir suçluyu ya da ne bileyim kayıp birini arıyor sanar..

Tamam ölen köylülere üzüldüm, onlara rahmet diliyorum ama beni çok düşündüren birşey oldu şimdi.. Eğer "katil" ayı bulunursa, ne yapılacak? İdam mı edilecek, ya da hapse mi atılacak, mahkemeye mi çıkarılacak?
Sonuçta bu bir ayı değil mi? Kedi, köpek, kuş gibi bir hayvan yani.. Sokakta fare boğan kedilerin cezalandırılması gibi birşey olmaz mı bu ayıyı cezalandırmak?




Ayıyı nasıl suçlayacaklar acaba, nihayetinde hayvan yani, bilinçli olarak mı öldürdü? Neden yaptın diye sorgulayacaklar mı? Ay ben gerçekten çok takıldım bu konuya, umarım ayı bulunamaz, yoksa hayvanın can çekiştirilerek öldürüleceğinden eminim. Haberin devamı geldi mi, ayı bulundu mu açıkçası bakmadım, öğrenmek de istemiyorum.
.

2 Eylül 2011 Cuma

OFFF!

Sevgilim askerden geleli 3 hafta oluyor ama ben düğün ne zaman lafını en az 3000 kez duydum!
3000 kez aynı cevabı verdim; önce işe girmesi gerekiyor bilmem farkında mısınız?? bu insanların hiçbiri de samimi olduğum insanlar değil ne hikmetse.. Hatta kaç senedir sevgili olduğumuzu bile bilmezler, o derece uzak..ama merak işte bu Türk insanındaki..

Sonra, sevgiliyle 39 kez bayramlarda kimin ailesine gidilip kalınacak, evin kanepesi ne renk olacak, ortaya sehpa almaya gerek var mı yok mu tartışması yapıldı..

Sonra, Birkenstock terlik almak isteyen Bubble, sevgilisinden şöyle bir uyarı aldı: " hayatım evlenmeyi planlıyoruz, sence de 140 TL bir terlik için fazla değil mi? ". "evet , ama o terlik için değil" dedim suçlu suçlu..sonra bakıştık, sustum.

Sonra, bu aldığım kozmetiklerin evliliğimizin ilk 5 yılı beni idare edeceğinin sözünü verdim!

Yine düğün nerede olsun, hatta hangi mevsimde olsun kavgası çıktı. Ben yaz düğünü istiyorum arkadaş! o tutturdu yazın çok sıcak olur, kış düğünü olsun. Kışın düğün mü olurmuş, sevmem ben.

Sonra ben zırlamaya başlayınca, sevgili bezip, tamam aşkım tamam off diyor..

Bugün de böyle bitti. Yarınki konuları çok merak ediyorum. Oturup bunların ciddi ciddi konuşulması gerekiyormuş , öyle diyor. Şimdi düşünüyorum, ben yeterince ciddi görünmüyor muydum sabahtan beri, hayret bişey!

1 Eylül 2011 Perşembe

AVON-Solutions Sensitive Botanicals Göz Kremi SPF15


Bu göz kreminin hastasıyım, taa Liiv Botanicals zamanından. Liiv Botanicals serisini bilenler bilir, çok hayranları vardı bir zamanlar. MUA da, avonun en iyi puan alan ürünleri de bunlardı zaten. Hassas ciltler için çıkarılan, bilimum ot- bitki özü içeren ama en önemlisi parfüm ve paraben içermeyen krem diye piyasaya sunulmuştu.

Türkiye'de yaklaşık 2 sene satıldı ve kaldırıldı (2 seneden bile az olabilir, yanılıyorsam düzeltin)

Ben çok üzülmüştüm, çünkü göz kremini çok seviyordum.  Hem yapısı çok hafif, hemen emiliyor hem de SPF15 olması, günlük olarak ihtiyacım olan güneş korumasını sağlıyordu. Bu sene Solutions- Sensitive Botanicals adlı seri ile Liiv Botanicals serisinin tüm kremleri geri geldi- serumu hariç.
İçerikleri, kokuları, yapısı, herşeyiyle aynı gözüküyor, yine Avon'un anlamsız isim değişikliklerinden biri sanırım.

Bu göz kremi parfümsüz, hem kimyasal hem de fiziksel filtreler içeriyor, çok çabuk emiliyor, gözümü yakmıyor ve makyaj için bence harika bir baz. Emildikten sonra kesinlikle yağlı bir his bırakmıyor, bilakis mat ve aydınlık bir görünüm veriyor.( Çok hafif beyazlatıyor, bu yüzden aydınlık veriyor sanırım). Göz çevremde herhangi bir hassassiyete neden olmadı, ayrıca tüpte olması çok sevmemin başka bir nedeni. Bence, Liiv Botanicals serisinin bembeyaz ambalajı daha şıktı, bu yemyeşil janjanlı ambalaj beni pek açmadı.Tek sevmediğim yanı bu olsun diyor, sizi yine kalitesiz bir fotorafla başbaşa bırakıyorum.





Fiyatı %50 indirim zamanlarında 15 tlye iniyor yanılmıyorsam. Benim yedeklerim bile var, bittikçe alacağım bir ürün.

Bu serinin bende temizleyicisi, gündüz ve gece kremleri de var ama hepsi dekolte kremi oldu :) Bence onlar oldukça kuru ciltler içinler, benim için fazla yoğun.
Bir gün denk gelirseniz, denemenizi tavsiye ederim.