20 Eylül 2012 Perşembe

Avon-Anew Youth Awakening Eyeshadow and Primer Kit- Far ve Far Bazı

Anew ürünlerini genel olarak Avon'un başarılı serilerinden olarak görüyorum. Bazı kremleri gerçekten güzelmiş, annem ve birkaç kişiden daha duyduğuma göre. Gerçi yok altın tozlu, yok platin bilmemneli şeklinde saçma sapan krem serileri çıkarmaları her ne kadar bana gereksiz gelse de...

Neyse, bu aşağıdaki ürünün kapağıda ikili far, altındaki kavanozda ise far bazı var. Ambalaj tasarımı olarak bence başarılı ve malzemesi de şık. Far bazının olduğu kavanoz cam. Kapakta aynası var. Rengin ismi Shimmering Walnut


Çok fazla söyleyecek şeyim yok bu ürünle ilgili.

-Farları başarılı. Yapısı çok güzel, kadifemsi, tozutmuyor, güzel renk veriyor. Her ne kadar ben sadece krem rengi olanı kullanmış olsam ve diğerine elimi bile sürmemiş /sürmeyecek olsam da..(kahverengi fardan nefret ediyorum sanırım)
-Far bazı: İyi mi desem, kötü mü desem bilemedim. Bir kere rengi çok pembe, aynı fotoğrafta göründüğü gibi. İkincisi, yapısı aşırı köpük gibi, parmağıma alıp fotoğraf çekmeye çalışırken uçup gitti bile, çekemedim. Evet gerçekten uçup gidiyor, hüp diye. Öyle ki daha birkaç kez kullanmama rağmen kurumaya başladı.



Farın kalıcılığını artırma konusunda, hiç yoktan iyidir diyebiliyorum sadece. Göz kapağı üzerinde çok çok ince bir tabaka oluşturuyor, uçucu olduğundan!! Çok aşırı yağlı göz kapaklarında kesinlikle işe yaramayacaktır.
Benim günlük olarak işimi görüyor ancak özel bir durumda, çok kalıcılık istediğimde tercih edeceğim bir ürün değil.

Mesela, bir önceki postumda yazdığım ve renk vermeyen Rimmel göz farı, bu bazla güzel renk verdi, kalıcılığı da gün boyu fena değildi.

Bir daha alacağımı sanmıyorum. Haa bir de Avon kataloğunda, bu baz kısmının göz kapağına bakım yaptığı da yazıyor ki bu konuya değinmedim bile, öyle bir olasılık yok :)

Ben şu anda, sadece bazı sürüp ve üzerine çok ince bir tabaka far sürüp, göz kalemini gün boyu canlı tutacak ve göz kapağıma bulaşmasını engelleyecek kuvvetli bir baz arayışındayım :)


16 Eylül 2012 Pazar

Sally Hansen Vitamin E Nail& Cuticle Oil- Tırnak ve Tırnak Eti Bakım Yağı

Bu ürünü bu hafta içi aldım, henüz 3-4 kez sürme fırsatı buldum.
Çok özel bir ürün değil, bildiğimiz yağ işte. Güzel bir şey tabii yağlar cilt ve tırnak için.


Ben eczaneden başka bir tırnak ürünü sipariş etmiştim ancak o ürünü artık tedarik edemediklerini ve bunu onun yerine fiyat farksız vereceklerini söylediler, ben de kabul ettim.

İçeriğini aşağıdaki fotoğraftan görebilirsiniz. Bitkisel yağlardan ve E vitamininden oluşuyor. Tırnak yatağına ve etlere sürülüp masaj yapılması öneriliyor.


Tabi ki bu tip ürünler, çıplak tırnağa sürülmeli, bence ojeliyken sürmenin hiçbir anlamı yok, sadece etleri üzerinden biraz nemlendirebilir o şekilde.

Kokusu yok, emilimi kolay.
Yine de bence normalde olan 26 TL lik satış fiyatını hak edecek bir ürün değil, piyasada başka markaların bu tarz ürünleri çok daha ucuz. Mucizeler beklemeyin bu üründen. (MUA'da ya çok mükemmel ya da hiçbir işe yaramadığına dair yorumlar var, ortası yok ama benim fikrim tam olarak ortada :))

aşağıdaki fotoğrafta Rimmel Cuticle Pro itilmiş ve Sally Hansen Vitamin E Oil ile yağlanıp masaj yapılmış, pırıl pırıl parlayan tırnaklar görüyorsunuz. Birazdan üzerine tırnak güçlendirici sürülecek. :)


Watsons pazar günü ganimetleri

Herkes öyle mi bilmiyorum ama ben mutsuzken, canım sıkkınken ve hayata isyanım kabarmışken, hep alışveriş etmek istiyorum. Bu en tehlikeli türüymüş alışveriş hastalığının duyduğuma göre.Mutlu olmak için çırpınmak, bir ton şey almak ve bunların verdiği mutluluğun sadece 10 dk sürmesi , sonra gerçeklerle tekrar yüzyüze gelmek. Bugün öğlen saatlerinde başlayıp şu anda hafiflemeye yüz tutmuş ruh halimin tanımı.

Evet ben bugün bunalımlardayım, mutsuzum, isyankarım..Sorguluyorum, herşeyi, hayatımdaki herkesi..Neden ben olduğumu, neden o olduğunu, herşeyi..

Neyse efendim, Watsons zaten bu bakımdan çok tehlikeli bir yer. Hazır ben bu aralar tırnak bakımıyla kafayı bozmuşken, ayrıca Rimmel ürünleriyle takıntılı bir şekilde haşır neşir olmaya başlamışken, markanın sempatizanı olmuşken, iki tırnak ürününü alayım dedim.


1.Rimmel London Cuticle Pro Get Back: Kütikülleri yumuşatıp geri itmeye yarıyor. Çok hoş bir kokusu var, krem gibi. Sıvı-jel formunda. Tırnak etlerinde ısınma ya da yanma hissi vermiyor, o şekilde etleri çözen sölüsyonlardan değil yani..Yumuşatmaya yönelik sadece. İçeriği maalesef üzerinde yazmadığı gibi, rimmel resmi web sitesinde bu ürün bile yok. 5 TL.
Beğendim gibi.

2.Rimmel London Stronger Try Hard: Tırnak güçlendirici. Hiçbir fikrim yok kendisi hakkında. Bu akşam süreceğim.
(Bu arada çok komik, bugün itsbeauty forumdan arkadaşım olan Paloma ile bu ürünü ikimiz de bilmeden gidip almışısz, akşam konuşurken ortaya çıktı..)





3.Watsons 4 way Nail Buffer: Bu törpüyü çok seviyorum, çok yumuşak ve tırnağı kesinlikle zedelemeyen bir törpü. 4 yüzlü olması biraz saçma, sadece 1 yüzü tırnağa şekil vermek için, diğer 3 taraf tırnak yüzeyini parlatmak, pürüzsüzleştirmek için ama neredeyse hemen hemen aynı yumuşaklığa sahipler. Yani bence 2 yüzü törpülemek için, 2 yüzü de pürüzsüzleştirmek için olsaymış daha iyi olurmuş.Bu törpüyü 3. kullanışım.

 2.99 TL

4.Rimmel London Tekli far-160 Pinchy Taupe: Far pembe gibi görünse de tene sürüldüğünde, sadece hafif pırıltı halini alıyor, ten rengi gibi duruyor . Kesinlikle bir taupe falan değil ama ben de bu yüzden aldım :) Belli belirsiz bir far istiyordum, aldım oldu. :) 9.99 TL
Yapısı biraz sert, rengini zor veren cinsten ..Ama diğer renklerinin pigmentasyonu güzeldi, yumuşaklardı. Bu sanırım bu renge has bir özellik.






8 Eylül 2012 Cumartesi

MAC Dainty- Catherine Arley 01 Allıklar

Bir gün gelecekti, MAC allık ile Catherine Arley allığı kıyaslayacağım, üstüne üstlük, Catherine Arley allığı tercih edeceğim hiç aklıma gelmezdi

Efendim, ben bu MAC Mineralize allıklardan Dainty rengine aşık olarak aldım. Renk süper ancak allığı hangi fırçayla denersem deneyeyim, toz toz uçuştu, yüzümde de renk vermesi için kazıya kazıya kullandım, buna rağmen yüzümde en fazla 2 saat dayandı. Mineralize olduğundan , tozuşmaya anlayışla bakabilirdim , ama fondötensiz, cildimde hiç tutunmadı maalesef. Ancak Maybelline Affinitone gibi nemlendirici bir fondöten ile daha iyi tutunuyor, bir-iki saat kalıyor yüzümde.


Gördüğünüz dibi görünmüş MAC Dainty, sadece 1- 1,5 ay , her gün kullanarak bu hale geldi. MAC mineralize allıkların, almadan önce yorumlarını okumuştum ve çok uzun süre dayandığı, özellikle Dainty renginin çok pigmentli olduğu ve kolayca renk verdiği, dikkatli! sürülmesi gerektiği yazıyordu.
Gerçekten benim allığımın sorunu ne anlamadım ama aşağıdaki swatchlardaki rengi, parmağımla kazıyarak alabildim..

Neyse sonra ben bu hayal kırıklığından sonra, fellik fellik bu renk allık aradım başka markalarda, ama tam istediğim gibi bulamadım. Ta ki emektar Catherine Arley markasının Dynamic serisi!! 01 nolu bu allığını bulana kadar.

Rengi her ne kadar, kapta ve parmaklarımda biraz farklı görünse de, yanakta, aynı ölçüde kullanıldıklarında, aynı rengi veren bir allık. Pigmentasyonu birçok ucuz allıkta olduğu gibi çok bol maşallah :) Çok kaçırırsanız, kolayça palyaço olursunuz. Kalıcılığı  şaşırtıcı biçimde çok çok iyi..Hiç tozuşma yok, kadifemsi, yoğun bir yapısı var.
İlk başta kullanmaya çekinmiştim ama kıştan beri, her gün kullanıyorum ve cildimde hiçbir soruna yol açmadı.


Fiyatını söylemek bile yersiz, 5 TL ye aldım. Bu arada, kapta çok simli dursa da yüzümde Dainty'den daha mat duruyor, ayrıca  oksitlenmeden, turunculaşmadan, bu muhteşem pembe-şeftali rengini koruyor.

Genelde makyaj ürünlerinde çekingenim ancak bu renge dayanamayıp gözümü kararttım ve kullandım, iyi ki de yapmışım :)

Birkaç güzel renk seçeneği daha vardı, denk gelirseniz göz atın derim.

(Bir ara da Catherine Arley pudra furyasıyla kasıp kavurmuşlardı bizi bloggerlar. O  ürününü denemedim ama allık gerçekten başarılı.) Tavsiye ediyorum, bir daha alacağım!!


2 Eylül 2012 Pazar

Flormar Lipglosslar

Bugün konuyu Flormar'dan açmışken, bende olan diğer glosslarının fotoğraflarını yayınlamak istedim.

Geçen hafta yazdığım Pretty serisi lip glossdan başka, Supershine ve Longwearing Serisinden glosslarım var.







Yorumlarım ;

1.Supershine #119: çok güzel bir kırmızı, hatta narçiçeği denebilir. Pembelik hiç yok, sıcak bir ton. Yaz kış severek kullanıyorum. Ayrıca içinde hiç pırıltı yok ama camsı bitimi var.

2.Supershine #103: bu da içinde altın rengi ışıltılar bulunduran bir pembe. Genelde soğuk pembeler bana yakışmaz, bu yüzden sarı ışıltıları olduğu için bunu seçmiştim. Işıltısı çok yoğun bir renk. Bunu da çok severek kullanıyorum.

Supershine serisi glosslar bence çok çok başarılı, dudağı cidden nemlendiriyor, hiç ama hiç yapışkan değil ve kalıcıkları orta derecede. Biterse eğer! tekrar alacağım ürünlerden. Tek kötü yorumum ambalajına.
Akıtma yapabiliyorlar. Bende ikisi de zaman zaman çantama akıyor.

3.Longwearing #412: Maalesef bu gloss hakkında pek iyi yorumları yok. Aşırı yapış yapış, ağzınızı oynatamıyorsunuz. Renk çok güzel ama kıvamı o kadar yapışkan ve yoğun ki fırçaya gelmiyor, 4-5 kez fırçayı batırıp çıkarmak zorunda kalıyorum.
İçinde mavi ışıltılar var.
Bence yapışkanlığından öte, en kötü yanı, glossun renginin yaklaşık yarım saat içinde solması, dudak kenarlarına toplanması ve donuk-beyaz bir görünüm  alması. Maalesef, kalıcı ruj mantığına uymuyor. Evet dudağımda yapışkanlığı saatlerce kalıyor ama rengi kalmadıktan ve bembeyaz ölü dudağı gibi olduktan sonra hiçbir anlamı yok dudağımda onu hissetmemin.
Olmamış. Zaten birkaç kez kullanıp kenara attım.
Ama ambalajı Supershine'lara göre daha şık ve kullanışlı, akma olmadı. Onlar upuzun ve küçük makyaj çantalarına girmeyebilir :)

Üç gloss da fırçalı, sünger aplikatörlü değil, bu güzel bir özellik.

Bu resimde 103 nolu glossun nasıl da kapak çevresine akmış olduğunu görüyorsunuz :)

Flormar Deluxe Shine Style Ruj

Cansu'nun lens-makyaj bloğunda bu ruju okuduktan sonra, yine içimi bir heyecan kapladı. Hiç rujum yok ya!
Watsons'a baktım yoktu ama Flormar Kiosklarına veya Yücel parfümeriye bakacağım.

Cansu aldığı renkleri çok güzel swatchlamış ama benim ilgimi sitede çok güzel duran şu renkler daha çok çekti:





Sizce de şeker gibi görünmüyorlar mı??  Özellikle 33 ve 34 numaralar çook tatlı...
Alınacak!

Görselleri tabi ki flormar.com'dan aldım.

30 Ağustos 2012 Perşembe

SYOSS SAÇ BOYALARI

Evet saçlarımı boyadım, ama düşündüğümden çok farklı bir renge. Saçımdan oldukça koyu bir kahveye boyadım, beyaz tenli olduğum için yakışıyor, kendimi güzel hissediyorum bu saçla:)

Neyse konumuz benim megaloman ruh halim değil, Syoss saç boyasından ne kadar memnun kaldığım.

Syoss, Schwarzkopf firmasına ait bir saç boyası. Heryerde görmüşsünüzdür, özellikle bu aralar promosyonlu satılıyor birçok yerde. Simsiyah ambalajı, yağlı boya tüplerine benzeyen siyah boya tüpleri çok hoş tasarlanmış bence.( ben ambalaja çok önem veriyorum evet!)

-Boyanın kıvamı ne çok sulu, ne de çok katı. Loreal Preference/Excelence serisiyle aynı diyebilirim.
Uygulamayı kolaylaştırıyor.

-Bekletme sırasında, kesinlikle saç derimi yakmadı, kaşındırmadı. Bu da hoşuma gitti çünkü daha önce saçımı boyadığımda  bazı markalarda  saç derimde ciddi yanma hissediyordum

-Banyoda inanılmaz kolay aktı! İnanamadım..

-İçinden çıkan renk koruyucu bakım maskesine ba-yıl-dım. Bunu ürün olarak satsalar keşke söz alırım.. Kokusu, kıvamı, saçımda bıraktığı yumyumyumuşaklık süper. Çok beğendim. Bunun kokusunda parfüm yapsalar hemen alırım valla :)

Bir de bu aralar Watsons'da aynı rengin 2 adedi 11,90TLye satılıyor, aklınızda bulunsun.

Not: bir önceki postumda, Çikolata Kahvesi aldığımı yazmıştım, o gece içime sinmedi, ertesi gün gidip koyu kahve ile değiştirdim, iyi ki de değiştirmişim :)

26 Ağustos 2012 Pazar

The Body Shop Allıklar

The Body Shop allıklarından daha önce bahsetmiştim blogumda.

Bende 2 rengi var, zaten mağazada da 5 ya da 6 renk mevcut sanırım :) Pek fazla renk seçenekleri yok .


Maalesef, pigmentasyonları hiç iyi değil, kolumdaki swatchlar 4-5 kez üst üste sürülmüş halleri.  Ben çok çok beyaz tenliyim (fofoğrafta tenim kırmızı çıkmış nedense) o yüzden bende iyi duruyorlar ama normal, buğday tenli bir arkadaşım denedi, ikisi de onda belli bile olmadı.



Kalıcıklıkları süper değil, gün içinde tazelemeniz gerekir

sık kıllı bir fırça kullanarak uygulanmaları gerekiyor, seyrek ince bir allık fırçasıyla olmuyor. Yapıları sert ve fırça ondan daha sert olmalı ki ürünü alabilsin :)

03 numara mat, soğuk, buz gibi bir pembe, tam kış ayları için. yazın sürülecek bir renk değil.
04 numara ise, daha önce bahsettiğim gibi her tene yakışacak cinsten, ışıltılı bir mercan tonu. Çok güzel, yaz-kış kullanılabilir. Çok turuncu değil, pembelik var ve benim hoşuma giden de bu.

Fiyatları en son ben alırken 39 tl idi ama kesinlikle bu fiyattan alınacak ürünler değiller bence. O yüzden ben de 2 al 1 öde kampanyasından almıştım, sizin de öyle yapmanızı tavsiye ederim :)

Bittiklerinde böyle bir kampanyadan tekrar alabilirim, özellikle 4 numaranın rengini çok beğeniyorum ve mac dışında  bir markada buna benzer bir renk göremedim.

Not: yatağımın üzerindeki pikeyi ve kolumdaki tüyleri görmekten sıkılmışsınız gibi duydum :)
Ayrıca ben tam bir kolda swatch yapma özürlüyüm , kolum döndü fotoğraf çekmeye çalışırken .) bu işi her gün sıkılmadan yorulmadan yapan, her ruju her allığı kolunda swatchlayan bloggerları kutluyorum :)

Pantene Saç Bakım ürünleri-Pazar ganimetleri

Evet, birşeyleri ucuz bulunca abartıp biraz fazla stoklayabiliyorum :)







Pantene saç maskeleri. Hiçbirini kullanmadım bunların ama iyi olduklarını duydum. Ayrıca, Olay parfümeride ( Eskiden Halay Parfümeriydi :)) bunların her biri 3.95 TL'ye inmişti, ne kadar kötü çıkabilir ki, en kötü saç kremi gibi olur dedim. Aslında Gliss'ten çok memnunum ama fiyatı ucuz olunca bunları deneyeyim dedim.Neden bu kadar ucuzdu bilmiyorum çünkü Watsons'da daha sabahleyin her biri 12.90 TL idi.. Sanırım ambalaj değişikliği olmuş, ondan ellerindeki eskileri satıyorlar.


Pompalı şişede olan ise serummuş ki, kendisi hakkında hiçbir fikrim yok, kullanıp göreceğim, yorumlarımı yazarım.

Fa deo spreyler de kolonya hediyeli 4,95 TL idi, ihtiyacım olmamasına rağmen, nasılsa kullanılıyor diye aldım

Pantene maskeleri kullananınız var mı?

ben kullandıktan sonra tek tek yorumlayıp, daha detaylı fotoğraflarını çekeceğim:)

Rimmel-Sun Shimmer 3in1 Shimmering Bronzer

Ben maalesef, çok özendiği halde bronzlaştırıcı pudra kullanamayanlar grubundayım. Her bronz pudra mı çamur gibi durur insanın yüzünde yahu? Ama yok ben yine uslanmam, o bronz pudraların güzel reklamlarına, ambalajlarındaki ışıltılı görünümlerine kanıp, her yaz başı gaza gelip yine alırım, 1 kez sürüp, başkasına veririm.

Neyse efendim ben bu pudrayı da Watsons'da ucuz görüp, sanki bu pudra onlar gibi çıkmayacak diye düşünerek aldım. Neden bilemiyorum ama sanırım denediğimde elimde verdiği his hoşuma gitti.

3 renkli bir ürün, 2 farklı tonda satılıyordu, ben açık tonlu olanını aldım. Swatchlarda gördüğünüz gibi, 3. renk çok koyu bu yüzden kesinlikle karıştırılarak kullanılması gerekiyor.




Ben tek başına kullanamıyorum yine bunu.Ama tüm yaz, her zaman sürdüğüm pembe allığımın üzerine hafifçe bundan geçerek kullandım. Aşırı parlama, disko topu bir görünüm olmuyor, çok hafif bir pembe-bronz görüntü çıkıyor ve çok hoşuma gidiyor.(Bu arada koyu tarafında fazla gezdirmiyorum fırçayı, açık yerlerden alıyorum)



Sıcaklarda kullanmama rağmen, yüzümde dalgalanma, topaklanma yapmadı ki, ben karma ciltli olduğumdan sıcak havalarda allıklardan bu konuda şikayetçi olabiliyorum.

Fiyatı çok uygundu, 12 TL gibi hatırlıyorum.



25 Ağustos 2012 Cumartesi

Yaralı bereli ayaklarda "golden french mani"


ayaklarımdaki ayakkabı vurması sonucu oluşan lekeler dışında, ben altın rengi fransız manikürünü sevdim :)

İyi geceler


Ojeler:
altın rengi: alix avien 232
yeşili: flormar 424

24 Ağustos 2012 Cuma

Bu aralar takıldığım rujlar

Hepimizde olur ya, bir ara bazı makyaj malzemelerine takarız. Ben de bu aralar en çok kullandığım rujlarımdan bazılarının fotoğrafını çekmek istedim:



Birkaç ay öncesine kadar, sadece sheer yapıdaki rujları kullanabiliyordum, koyu kıvamlörtücü rujları çok nadir, özel zamanlarda kullanırdım.
ama bu yaz, oldukça örtücü kırmızılar, fuşyalar kullandım ve kullandıkça da beğendim.





1.Flormar Pretty LipGloss #P803: bu glossları çok sevdim. Dudakta yapış yapış his bırakmıyor, kalıcılığı da fena değil. Şıkır şıkır parlıyorlar, çok hoşuma gidiyor. Çok güzel farklı renk seçenekleri var, göz atmanızı tavsiye ederim. Mercan-narçiçeği tonları var, onları da almayı düşünüyorum.

Ben Karşıyaka Yücel Parfümeriden 7,5 Tl'ye almıştım.


2.Rival De Loop#24: Bu marka sadece Rossmann mağazalarında satılıyor. Maalesef, bu renk dudağımda, kolum ya da ambalajında durduğu gibi durmuyor, daha turuncu bir renk alıyor. Neden bilemiyorum. Bir de biraz kuru bir yapısı var, Rival'in diğer ruj serileri daha başarılı.
Fiyatı 4,95 TL ve çok renk seçeneği var.

3.Rimmel London-Kate Moss pembeleri serisi#16: Bu tam bir barbie pembesi :) çok beğendim.
sadece rengi değil ,rujun yapısına da aşık oldum. Çok güzel nemlendiriyor, ayrıca nemlendirici birçok ruja göre çok da kalıcı. Bazı rujlarda kremsilik uçar gider ama renk dudakta kalır, çizgilere dolar, bu rujda hiçbirini yaşamadım.
sarı tonlu bir pembe. Watsons'dan aldım. Fiyatı 12.99 TL sanırım. Bu ruj yeni diye kıyak geçip tek fotoğraflarını çektim :)


 

 


4.Wet&Wild# 502E: bunu ABD seyahatimde almıştım . Fiyatı 2 dolarcıktı :) bu yüzden abartıp 2 tane aldım. Çok güzel bir fuşya ama dudağımda biraz daha koyu duruyor, yine de çok güzel duruyor ve çok iltifat alıyor :) yapısı çok yumuşak ama bir süre sonra dudağı kurutabiliyor. Yine de bu fiyata güzel bir ürün.

5.Rival De Loop Creme Lipstick#207: Bu seri harika. Bu seriden tam 4 renk kullanıyorum ve hepsinin de 2.sini bitirmek üzereyim. Yapıları sheer, adı gibi kremsi. Aşırı bir örtücülüğü yok, dudakta parlak duruyor. Çok renk isterseniz, 2-3 kat geçebilirsiniz.Çizgilere dolmuyor, en önemlisi de dudağı ciddi anlamda nemlendiriyor, sadece nemlendiriciliği bile yeter. Bence kalıcılığı da bu tip rujlar için oldukça iyi.
Çok hafif, mis gibi hindistan cevizi kokusu var. Yani her anlamda beni tatmin eden bir ruj. Diğer renklerini de daha sonra fotoğraf çekip yayınlayacağım.
Fiyatı 5,99TL .

22 Ağustos 2012 Çarşamba

Hadi beni durdurun

Lütfen yorum bırakın.

Bugün saç boyası aldım. Yarın saçlarımı boyamak istiyorum. Daha doğrusu, istemiyorum, birinin beni boyamamam için ikna etmesini rica ediyorum. Çünkü içimde anlamsız bir korku var boyamaya karşı.

Boyama isteme nedenim, tek tük beyazlarımın artık gözüme batmaya başlaması. (Benden başka gören yok onları bu arada!)

Boyamaktan neden korkuyorum, işte onu ben de bilemiyorum. Daha önce, 4 sene kadar önce, üniversitede boyamıştım birkaç kez.
Gençlikten midir nedir, o zaman insan daha cesaretli oluyor herhalde. 4 senedir saçımda hiç boya yok, ve saçlarım şu anda gerçekten çok sağlıklı

Boyarsam , bozmaktan korkuyorum.

Bu arada, saçlarım kestane rengidir, uçlara doğru rengi hafif açılıyor, çocukluğumdan beri böyle.
Çikolata Kahvesi aldım bugün. İyi mi yaptım, kötü mü bilmiyorum.

Halen , boyamaktan vazgeçmek için sabaha kadar vaktim var.

Off, neden bu kadar kararsız oldum ben ..Eskiden hiçbirşeyi bu kadar düşünmezdim, büyüdükçe canım tatlılaştı.

HAYVAN SEVMEYEN, İNSAN SEVEMEZ!

Bu sabah, sevgilim işe gidiyor, ben de pencereden ona bakıyorum, el sallayacağım apartmandan çıkınca.

Önümüz parklık, bahçelik, kediler köpekler yatar kardeş kardeş orada.

Bir adam geliyor, kediye doğru birşey fırlatıyor, ben, uykulu, henüz açılmamış gözlerimden birşey anlayamıyorum, adam giderek bizim apartmana doğru yaklaşıyor, yerden koca bir taş daha alıyor, bir taş daha fırlatıyor.
Kedi heryer açıklık olduğundan nereye kaçacağını şaşırıyor, adam bir taş daha alıyor, kediye doğru gidiyor, onu da fırlatıyor. Nolur arabanın altına gir diyorum kendi kendime kediye, keşke duysa, anlasa..

Ben telefonu kaptığım gibi, erkek arkadaşımı arıyorum, aşkım nolur ordan geçme, bi manyak adam var, taş atar sana diyorum..
Çocuk şaşırıyor ne oldu, ne korkuttu seni aşkım diye, ben açıklama bile yapamıyorum, gitme ordan, arkadan git orda manyağın biri var diyorum. Çünkü o savunmasız hayvana durduk yere taş atan biri, yoldan geçen birine de ne bakıyorsun diyip taş atabilir, hatta öldürebilir. Bence o kadar korkunç biridir o.

Adam bu arada, bir sürü taş alıyor , kediye teker teker fırlatıyor. Kedicik sonunda bir arabanın altına giriyor, adam yine hıncını alamıyor, arabanın altına eğiliyor, oradan denk getirebilir miyim diye düşünüyor, deniyor ama olmayacağını anlayınca yürüyüp gidiyor.

Umarım o adam bugün hayatının en büyük acısını yaşar. Umarım o kediye fırlattığı taşlardan 100 tanesi kafasına iner de beyin kanamasından gider, bir mikroptan kurtulmuş olur dünyamız.

Eğer içinizde, ne kadar acımasızsın, bir kedi için adam mı ölsün diyen varsa, onların da insanlıklarından şüphe etmelerini rica ederim, bir oturup düşünsünler, ben insan mıyım diye.

Hep söylerim, hayvan sevmeyen biri, insan da sevmez.

Çünkü onlar savunmasızdır, kimseye zarar vermezler. Kimsenin canını bile bile yakmazlar, bundan zevk almazlar.
Çocuğum olduğunda da ona kendim gibi, benim ailemden gördüğüm gibi hayvan sevgisi aşılayacağım.

Unutmayın, kimsede spesifik olarak kedi, köpek sevgisi olmak zorunda değil.
Ama kimsenin onlara zarar vermeye hakkı da yok
Onların da bizim gibi, bu dünyada özgürce yaşama hakkı var.

 




20 Ağustos 2012 Pazartesi

AVON- Advance Techniques Saç Serumları





 Avon'un saç serumları, göz kalemleri gibi çok sık aldığım ve severek kullandığım ürünlerinden.


sağdaki turuncu kapaklı şişe, Frizz Control serisinden, elektriklenmeyi önleyici serum. Bunu dün itibariyle bitirmiş bulunuyorum.

yeni mavi kapaklı ve kutusu yanında duran şişe ise, bu ay aldığım ve yeni çıkan Argan yağı içeren, Moroccan Argan Oil serum.( bir önceki ay kolimden testerları çıkınca deneyip, beğendim ve orjinal boyunu sipariş ettim)

Açıkçası, ben Avon'un saç serumları arasında işlev bakımından çok farklılık görmüyorum. Bence hepsi yapması gereken şeyi yapıyor, elektriklenmeyi yatırştırıp, saçı yumuşatıyor ve şekil almasını kolaylaştırıyor. Bir de benim saçıma artı olarak, dolaşmasını engelliyor. ( saçlarım aşırı ince telli ve uzun olduğundan dolaşma en büyük problemim)

ıslak saçıma, yaklaşık 1 pompa kadar kullanıyorum, eğer saçımı çok kuru hissedersem, yarım pompa daha. Heryerine sürdükten sonra, elimi son kez saç diplerimde de gezdiriyorum, böylece diplere çok sürmemiş oluyorum. Bu şekilde yağlanma, kepeklenme de yapmadı ( ki çok çok uzun süredir kullanıyorum)

Yeni çıkan Argan Yağlı serumun içeriğinde argan yağı listelenmiş ama  içerikte 10. sırada ve çok etkisi olacağını düşünmüyorum.

Dediğim gibi, bence işlevleri aynı ve benim beklentimi karşılıyor. Fiyat olarak da piyasadaki diğer serumlara göre oldukça uygun olduğundan, özellikle uzun saçlı ve kuru saçtan şikayetçi olanlara tavsiye ediyorum.

BURT'S BEES- Lemon Butter Cuticle Cream



Bayılıyorum bu kreme.
Hakkında söylenecek çok şey yok. İçeriği cildi besleyen limon kabuğu , kakao, ay çiçeği, shea, soya yağları, E vitamini ve balmumundan ibaret.
Gerçekten çok seviyorum, çünkü gereksiz bir ton kimyasal yok.

Bendeki ürünün küçük boyu (8,5 g) Birde büyük boyları var. Boyutunun anlaşılması için bir de elimde fotoğraf çektim.






Yaklaşık 3 aydır kullanıyorum daha yarısı bile bitmedi, küçük olduğuna bakmayın.
Yoğun, bol nemlendiren ama aynı zamanda kolayca emilen bir butter. Vıcık vıcık ellerle dolaşmıyorsunuz.

Lİmon kabuğu yağının da tırnaklara iyi geldiği bilinen birşey.

Ben ABD'den, iki adet küçük boy kutuyu 5 dolara aldım. Büyük kutuları (15 g) 8 dolardı sanırım ama yani 2 adet küçük boy kutu almak hem çantada taşımak için işime geldi hem de büyük boya göre daha avantajlıydı :)

Türkiye 15 glık büyük boyu 34 TL imiş, ben de şimdi ararştırırken gördüm :)Bence biraz pahalı.

Yurtdışından gelecek olan akrabalarınız varsa, ya da kendiniz gidecekseniz bence birkaç kutu edinin derim :)

Tam içeriği için tıklayın

19 Ağustos 2012 Pazar

Düdüklü Tencere tavsiyeleriniz??

Bizim evde hiç düdüklü tencere kullanılmadı. Annem oldum olası korkar düdüklüden ve inanılmaz karşıdır. Evet eski düdüklüler gerçekten de tehlikeliydi ancak tabi günümüzde markalar birçok değişik tasarımla , daha güvenli düdüklü tencereler çıkardı.

Aslında annemin huyunu kapmamdan mıdır nedir bilemiyorum, ben de acayip karşıydım düdüklüye, ay amaan, almam banane, 1 saat pişiririm diyordum, ta ki  1 hafta öncesine kadar.

Bütün evlenmiş ve evlenecek arkadaşlarım, kızım az ye de düdüklü al artık kendine demeye başladılar. internetten de okuduğum yorumlardan sonra, kesin olarak almaya karar verdim.(İnsanlar 10 dakikada fasulye falan pişiriyorum, ay aman çalışan kadının sağ kolu efendim falan gibi yorumlar yapmış.. ne kadar doğru bilemiyorum )

Araştırırken, en çok Arzum Passione'den memnun olduğunu okudum kadınların.. Yarın bir de gözümle görmek için mağazaya gideceğim ama alacağım yer tabi ki hepsiburada.com olacak :)

Şu mutfak işinde inanılmaz acemi  Bubble'a tavsiye verin birazcık, hangi markayı alayım?


Clinique-All About Eyes Göz Kremi




Çok enteresan bu krem ile maceram.
Yurtdışından alışveriş yasaklanmadan önce, son aldığım ürünlerden biri kendisi.. Çilek'te seyahat boyları indirimdeydi ve 7 ml'lik kavanozlar 2'li paket halinde satılıyordu.
Açıkçası kavanozdaki kremlerden pek hazetmiyorum, hele göz kremiyse hiç..
Bu yüzden 7 ml lik 2 kavanoz halinde olması işime geldi, en azından normalde biteceği sürenin yarısında biter, aylarca elimle mıncıklamamış olurum diye düşündüm.

Meraklı bubble, tabi almadan önce, aylarca düşünmüş ve kremle ilgili yorumları okumuştu. Yorumlar çok ilginçti, bir kısmı çok kötü bir krem, paranıza yazık, bir kısmı da hayatımın göz kremi, asla vazgeçemem diyordu.. Açıkçası bu tür yorumlar beni her zaman o ürünün güzel bir ürün olduğuna inandırır, neden bilmiyorum. İçimdeki deneme arzusu daha da güçlenir:)

neyse efendim, hazır bu yorumları okumuşken, hazır 2li paket bu kadar uygunken alayım dedim, iyi ki almışım.

Kremi ilk denemem de böyle demedim tabii.. Sürdüm, anında emildi hatta emilmedi, cildimde kurudu gibi hissettim..
Kavanozdaki görüntüsü jelimsi -balm görüntüsünde. Elinize alıp ciltte dağılırken ise aşırı derecede silikon- köpük fondöten gibi falan bir his veriyor, hiç hoşuma gitmemişti.

O gece ben bu kremi aldığıma lanet olsun dedim, sürdüm yattım. Göz kenarlarımı resmen daha da kuruttu, bunun neresi nemlendirici falan dedim, konuşa konuşa uyudum

Sabah uyandığımda ise farkı anladım. Her sabah gözlerimde oluşan ve yaklaşık 2 saat inmeyen kurbağa gözü şişliklerim yoktu, şaşırdım, yok artık , bu kremden değildir, tesadüftür dedim.

İkinci gece yine sürdüm, ama yok, resmen göz çevremi kurutuyor, bu da son olsun, birine veririm dedim.Ama ikinci sabah da şişmemiş, dinlenmiş ve daha güzel bir göz çevresiye uyanınca  yok dedim Bubble, verme sen bu kremi..

 Sonuç mu? Kışın bu kremi kullanmam dedim, yaza saklayayım. Çünkü kış için gerçekten çok hafif bir krem ve benim göz çevremi nemlendirmekten çok daha da kuruttu.

Ama yaz için, Mayıs ayından beri hayatımın göz kremi oldu diyebilirim..Bu kremi kullandığım gecelerin ertesi sabahı kesinlikle göz çevremde şişlik olmuyor.Bir gece sürmesem, unutsam, ertesi sabah şiş gözlerle uyanıyorum.

Bu kremden öcne, bir göz kreminin göz çevresi şişliğini önleyebileceğine asla inanmazdım ama olurmuş demek :)

Bu arada, İzmirliler bilirler, İzmir'de yazın krem sürmek imkansız gibidir. Vıcık vıcık, yapış yapış olursunuz, en kuru yeriniz bile havanın neminden kremi emmez, fenalık geçirirsiniz.

İşte bu krem tam bu havalar için... Yazın az olan nem ihtiyacını karşılayabilecek yeterlilikte.

Yan, bu kremi bir daha alır mıyım? Evet, her yaz bu kremi kullanacağım. Bu arada, yedekte halen açmadığım Nivea Q10 Roll on göz kremim de var, onun da çok iyi olduğunu okudum. Onu henüz denemedim, bu kavanoz bitince ona geçeceğim. Eğer o krem de beklentimi karşılarsa- ki kendisi şişlikler için çok iddialı, fiyatı da daha uygun olduğundan onunla devam edebilirim.

Kış için bunun Rich versiyonunu deneyebilirim ki o krem için çok yoğun olduğu söyleniyor, denemek gerek..

Bir de keşke kavanozda değil , tüpte olsa.. Ama maalesef, selective markalar, kavanoz her zaman müşterilerin gözünü daha çok doyurduğu, daha lüks ve estetik durduğu için tüp/pompa yerine bu tarz ambalajları tercih ediyor..

Maalesef USB kablom yine bozulmuş, fotoğraflarını çektiğim halde aktaramadım, sinir oldum :(:(

Oysa kremin gerçek dokusunu ve rengini yansıtabilmek için çok uğraşmıştım :(

Kremin içeriği:

 ( gördüğünüz gibi silikon ilk madde, aslında çok da masun bir krem değil ve verdiği köpük hissi de buradan kaynaklanıyor)

Cyclomethicone polysilicone-11, purified water, isostearyl palmitate, polyethylene, butylene glycol, cyclomethicone, ethylene/acrylic acid copolymer, saxifraga sarmentosa extract, grape extract, shey protein, mulberry root extract, caffeine, phytosphingosine, wheat sphingolipids, scutellaria baiccalensis extract, green olive extract, green tea extract, cholesterol, linoleic acid, tocopheryl acetate, magnesium ascorbyl phosphate, pyridoxine diplamitate, sucrose, glyceryl laurate, lactose, dimethicone xopolyol, quaternium-18 bentonite, petrolatum, cetyl dimethicone copolyol, propylene carbonate, sodium chloride, disodium edta, iron oxides.

Edit: içim rahat etmedi, bari telefonumla çektiğim bir fotoğrafı koyayım dedim, net değil ama..



Nerelerdeyim + Evlilik Hazırlıkları

yine kayboldum ( zaten bloga başladığım tarihten bu yana postlarımın yarısı falan bu cümleyle başlıyor :)

Öncelikle, herhalde hayatımın en karamsar yazlarından birini geçirdim ya. İşimden nefret etmeye başladım, başladım değil hatta, sonundayım. İş yerinde huzurum yok, artık bıktım, dolum, taştım, sıfır anlayış, no tolerance şeklinde bağırıp çağırıyorum sürekli.

Evde ise kuzu, kedi, ne dersen de. Çünkü evde huzurluyum, iş yerinden adımımı sokağa attığım an modum değişiyor, kendime geliyorum.

İş değişikliğini ise, şu anda "evlilik arifesi"nde bir insan olarak tam anlamıyla ".. yemiyor".(evet ağzım da bozuldu psikolojimle birlikte :))
Yeni iş ara, yeni iş yerine ve insanlara alışmaya çalış, bir de bakalım yeni iş bulabilecek misin, gelen gideni aratacak mı gibi sorular sürekli beynimde

Şaka bir yana, psikatriste bile gitmeyi düşündüm. İş yerinde yaşadıklarım sürekli beynimin içinde dönüyor ve aynaya bakarken, karşımda o insan varmış gibi , olayları kendime tekrar yaşatıp, kavga etmeye başlıyorum. Evet evet, kendi kendime. Yani delirmek üzereyim  :(

Ama dedim ya, iş düşünmediğim zamanlarda da çok iyiyim. Evlilik hazırlıkları hızlandı. Artık almadığım bir mobilyalarımız kaldı sanırım. O da zaten ev tutulunca alınabilecek birşey.
beyaz eşya, küçük ev aleti , mutfak.. hepsini aldık.



Beyaz eşyalarımız Samsung aldık. Ekmek kızartma makinem, yağsız kızartma makinem ve ütüm Philips, fırınımı ise Simfer aldım.Doğrayıcı-Blender ise Braun Multiquick Patisseri serisi ( kendisine aşığım :))
Beyaz eşya hariç, küçük ev aletleri , kek kalıpları vb gibi herşeyimi Hepsiburada.com'dan aldım.
Reklam olacak bu ama, gerçekten göz atın derim. Ne alacak olursanız olun, oraya bir bakın. Bazı şeyleri inanılmaz kampanyalarla aldım, kampanyada olmayan ürünler ise, piyasadan mutlaka daha ucuz..Bu kesin
Yani seni seviyorum hepsiburada.com ( o kadar ki, kitapları bile oradan alır oldum artık)

Bugün de günlük yemek ve kahvaltı takımımı aldım. Resmen aşk yaşıyorum onlarla ya. Sırf onları kullanmak için bile hemen evlenebilirm :)
Maalesef, fotoğraflarını çekmeden sarıp sarmalayıp kolilere kapatma salaklığnda bulundum. Köpüklerle falan sarmasak, açıp çekecektim ama o kadar özenli paketleri açmaya kıyamadım.
Düz tabaklarım krem rengi üzerine pembe puanlı, çukur yemek tabakları ise pembe üzerine krem rengi puanlı. Mugları da her iki seçenekten yarı yarıya aldım :) Yani yarısı pembe-krem puanlı, yarısı krem-pembe puanlı.
Aşık oldum ben onlara. ( İnternetten görsel araştırdım bu model için ama maalesef bulamadım)
Evlenince çeker koyarım artık fotoğrafını :) Hehe



E ne zaman evleniyorsun, her türlü eşyayı aldın ama nerede nişan demeye başladı tabi insanlar. Neden bilemiyorum ama hem ben hem de erkek arkadaşım, nişanlılık süresini mümkün olduğunca sakin ve telaşsız, kısa geçirmek istediğimizden, nişandan önce birçok eşyayı alıp, borçlarını yarıladık.Nişanımız kışa doğru, olacak, henüz karar veremedik.Bunun nedeni de evlilik tarihimize karar verememek.

Ben tabi ki her genç kız!! gibi, yazın istiyorum düğünü. O ise, iş durumunu düşünerek kışın yapalım diyor, çünkü iş değiştirmek istiyor. Kışın düğün yapıp uludağ'a kayak yapmaya mı gideceğiz balayına ya.. Off
Bu düşünceler de beynimi kemiriyor yani. Hayatımın hiçbir döneminde bir kış düğünü hayal etmemiştim. Bilemiyorum.

Evimle ilgili dekorasyon fikirlerimi, burada paylaşmak istiyorum vakit bulursam. Sade, pastel renklerden oluşan salon, yine açık renkler ve güllü-çiçekli country tarzı detaylarla süslenmiş yatak odası hayalim var. Hatta gül desenli kumaşlar bile aldım, dekoratif yastıklar yapma amacıyla. Fikirlerimi aklıma geldikçe yazıyorum ki unutmayayım :)

Bu arada belki kimse inanmayacak ama henüz aklımda bir gelinlik modeli yok. Gelinlik için en ufak birşey düşünmedim. Diktirecek miyim, hazır mı bakacağım, nasıl bir model olsa güzel olur, hiç bilemiyorum. Sanırım buna kafa yormak için psikolojimin biraz daha düzelmesini ve düğünün ne zaman olacağına karar vermemizi bekleyeceğim

19 Mayıs 2012 Cumartesi

Gecikmiş Yorum-Vichy Mattifying Face Fluid Dry Touch SPF 50

Aylardır yorumlayacağım bu kremi.. Biliyorum çok geciktim ama artık gönül rahatlığı ile yorumlayabilirim, çünkü bitmek üzere ve yenisini alacağım..
Sanırım Vichy bu ürünü kaldırmazsa, ömrümün sonuna kadar kullanabilirim.

Ürün, Bioderma AKN Mat SPF40 ile neredeyse aynı yapıya sahip, ama biraz daha hafif. Bioderma AKN Mat, yüzde varlığı hissedilen ve dağıtırken topanlanan bir kremdi. Vichy bu konuda çok daha iyi.
Yüze sürülünce, en ufak bir yağlı his kalmıyor, üstelik emilse de yüzde hissedilen güneş kremleri gibi değil, matlaştırıcı nemlendiriciler gibi emiliyor ( biraz da kuruyor diyebiliriz) ve hiçbir parlaklık kalmıyor. Gerçekten de matlaştırıcı özelliği var, çok memnun kaldım.

Emildikten sonra çok hafif bir beyazlık bırakıyor ama beni rahatsız etmiyor. Zaten allık kullanmak zorunda olduğumdan, birşey farketmiyor benim için ..

Bence tek kötü yanı parfümlü olması. Parfümü çok hoş, boğan bir koku değil ama tabi ki güneş kremini parfümsüz tercih ederdim.

Yine de kullanmaya devam edeceğim.

Bu arada, her yaz olduğu gibi, yine kofreler çok karlı. Güneş kremi + tam boy Aqualia Thermal nemlendirici 45 TL.

MIGROS- 19 MAYIS KOZMETIK INDIRIMI

Geçen sene, 19 Mayıs'ta Migrosta kozmetik ve cilt bakım ürünlerinde 1+1 kampanyası olmuştu, bu sene de olur diye çok hevesliydim. Ve tabi ki dün akşam iş çıkışı ortalığı bir kolaçan edeyim diye Migros'a girdim, heryere , 19-20-21 Mayıs'ta kozmetikte %50 indirim yazılaırnı asıyorlardı. Ollleeey diyerek eve doğru koyuldum :) Çünkü 1+1 kampanyalarını sevmiyorum, gereksiz yere bir sürü ürün aldırıyor, %50 indirim daha güzel, hem yeni şeyler de deneyebiliyorum böylece :)
Neyse efendim, bu sabah 8'de uyanır bubble, 8.30'da Migros açılır açılmaz kapısındadır. İyi ki de bu saatte gitmişim, benim gibi indirimden yararlanmak için sabahın köründe gelen başka manyaklar da vardı.
Yine tabi ki kendimi kaybettim, hedeflediğim şeylerin dışında, hiç aklımda olmayan bir ton şey aldım..Yarım saat geçirdim reyonda, ve yarım saatin sonunda reyonun rafları boşalmıştı..(Yaşlı yaşlı amcalar bile krem alıyordu yahu..)

Neler aldımm;

Nivea-Şişkinlik Giderici ve Kırışık Karşıtı Q10 İçeren Göz Roll On: ürün çok hoş, porselen, ince uzun bir şişede. Henüz açmadım, şu anda gece için  kullandığım göz kremim bitince açacağım. Çok merak ediyorum nasıl olduğunu, Nivea'nın cilt bakım ürünlerini severim, umarım bunu da beğenirim. Fiyatı 37.90TL idi, yarıya indi.


Nive Aqua Sensation Nemlendirici Göz Kremi: İlk göz kremimdir, lise sonda almıştım ilk. Çok hafif, çok özelliği olmayan ama o zamanlar nemlendirmesi bana yeten bir kremdi!! O zamanlar diyorum çünkü 10 sene oldu neredeyse..Şimdi hafif kalabilir belki çünkü göz çevrem çok kuruyor bu kadar iyi bakmama rağmen. Ama fiyatı 21.90TLden 11 TL ye inince dayanamadım, aldım. Nostalji!!

Neutrogena Tek Adımda Makyaj temizleyici: bu ürün çıkalı 1 seneye yakın oluyor ama hep merakıma karşın almamıştım. Bu sefer deneme amaçlı aldım, bakalım nasılmış.

Neutrogena Ultra Nourshing Balsam: yoğun nemlendirici besleyici balsam krem olduğu yazıyor, bunu da aşırı kuruyan ellerim için aldım. 300 ml, çok büyük ve 11.90'dan yarı fiyatına indi. Hiç kullanmadım daha önce.
  



Neutrogena Çift Fazlı makyaj temizleyici, Arko Classic Yağlı Krem, Neutrogena Clear Pore Wash zaten birer klasik..


 



Son olarak da Nivea Biore Burun ve Çene-Alın temizleme bantları. Aslında Rossman'ınkilerden hem kalite hem de fiyat olarak çok memnundum ama bunlarda %20+%50 indirim vardı ve 15 TLden inip  tanesi 5 TL ye geliyordu. 2 kutu aldım ben de..İçinde 4 burun, 2 alın-çene bantı var. Nivea ülkemizde herkese siyah nokta bantını tanıştıran markaydı değil mi?  Sanırım ilk ortaokulda denemiştim, siyah noktam yoktu ama pek severdim uğraşmayı..

Son olarak da, bu aldıklarım toplamda 72TL gibi birşey tuttu. Her 30 Tllik alışverişe saç kurutma makinesi hediye ediyorlardı. Bir de bu indirimin üzerine iki tane saç kurutma makinesi aldım. İyi de oldu, çünkü evlenirken kendi Philips makinemi götürmeyi düşünüyordum, bunlardan birini de anneme bırakırım :)

Ee siz birşeyler aldınız mı?

3 Nisan 2012 Salı

Bu aralar ben..

Yine çok uzun ara verdim yazmaya. Zaten çok düzenli yazan bir blogger değilim, hatta kendime blogger demeye dilim varmıyor, etrafta bunca güzel blogger varken :)

Neyse, yine günlük gibi, çok içimden gelerek, konuşur gibi yazıyorum..

Diyetim nasıl gidiyor diye merak edenler var ,birkaç mail bile aldım:) Efendim, 4,5 kg verdim ama tabisi de benim bu 1.65 cm boyumda bu 4,5 kilo çok farketti her zamanki gibi. Aynı zamanda, spor da yaptığım için inanılmaz inceldim, daha fazla verdiğimi düşünüyor insanlar.

Açıkçası kendimi sıktığımı söyleyemem. Gündüzleri herşeyi yiyorum, hatta günlerce üstüste pasta-dondurma-waffle yeme gibi hayvani hareketler bile yaptım geçen haftalarda. Sırrım akşam yemeklerini hoop diye atlamak, akşam spor yapıp, tam açlıktan bayılacakken kendimi yatağa atıp uyumak :)
Gerçekten akşam yemeğini kesmenin ne kadar büyük etkisi olduğunu bir kez daha anladım. Sadece yoğurt, salata, çorba ya da meyve yiyorum akşamları. ( tabi hepsini aynı anda değil birini sadece :))

Böyle devam ediyorum işte, ama kendimi o kadar iyi hissediyorum ki, resmen psikolojim düzeldi, kendimi 10 yaş gençleşmiş gibi hissediyorum. ( herkes abarttığımı söylüyor ama ben cidden böyle hissediyorum, çok kafaya takmışım bunu)

Tabi ki diyet herkesin bünyesine göre ayarlanması gereken birşey ama kısaca, temel olarak yediklerimi sayarsam;

1-Sabah kahvaltıda, Uno Çok Tahıllı Premium ekmek ( bu ekmek mükemmel birşey, ben bunu kuru kuru poğaça gibi bile yirim yirim), 2 dilim arasına kaşar koyup , hoop tost yapıyorum.
2.Sabahla öğle arası kuru meyve, 3-4 kuru kayısı ya da 1-2 incir, ceviz, ya da yoksa form bisküvilerinden 1-2 tane
3. ziyadesiyle doyurucu bir öğle yemeği. Sebze, yoğurt, et..2 -3 yemek kaşığı pilav, ya da yoksa 1 dilim ekmek.
4.Akşam üstü, işte beni en çok zorlayan öğün. Şirket olarak, saat 16.00 itibariyle bize "ye" geliyor ve her gördüğümüze saldırıyoruz. Ben burada kendime hakim olursam, diyetim bozulmamış oluyor çünkü masalarda browniler mi dersiniz, cipsler, hatta patlamış mısırlar mı istersiniz, herşey oluyor.. :) Genelde, 1 paket activia, 2-3 bisküvi , 1 meyve yiyorum ( evet bunların hepsini aynı anda yiyorum, napıyım çok acıkmış oluyorum)
5.akşam yemek yukarıda yazdığım gibi..

Bunun dışında yine her zamanki gibi çok çalışıyorum ve kendime vakit ayıramıyorum pek.

Bir de Temmuz-Ağustos gibi nişan yapmayı düşünüyoruz ki bu fikir beni daha da heyecanlandırıp strese sokuyor. Mutlulukla karışık bir kafa karışıklığı , ne yapacağını bilememek, biz böyle iyiydik hissiyatı ve off bu tantana olsa da bitse bir an önce gibi düşünceler..

Bu aralar çok kozmetik bitirdim, bir o kadar da aldım. Ah elim gitse de bir fotoğrafını çeksem yeni rujlarımın, yeni güneş kremimin..

Çok kısa bir süre içinde yeni güneş kremimi burada yazacağım. Bunu yazacağımı söylemek bile bana heyecan veriyor, evet yıllar süren arayışın sonunda sanırım, gerçekten bu sefer kremimi buldum, hiç vazgeçemeyecekmişim gibi geliyor.. O kadar mesudum ki onunla :) Bir sevgilim bir o bu aralar yani :) Markası sürpriz olsun :)

Öptümmm:O

4 Mart 2012 Pazar

Diyetin son durumu, yine alışveriş dellenmesi

Diyetim süper gidiyor. Çevremdeki herkesten sen çok zayıflamışsııın tepkileri almaya başladım bile, tabi bu tepkiler beni daha da gaza getiriyor ve keyfim çok yerinde.
Bunun yanında, kesinlikle kendimi öldürmüyorum, pasta bile yiyorum. Ama herşeyi az yiyorum, pasta yedim, bozuldu bir kez diyet diyerek üzerine bir de koca bir tabak yemiyorum mesela ( eskiden olsa yapardım :))
Neyse böyle işte, annem ve erkek arkadaşım yeter bu kadar dese de ( henüz 2,5 kilo oldu, nereye yetiyorsa) ben devam etmeye kararlıyım.

Gelelim içimde uzun süredir bastırdığım alışveriş canavarının ortaya çıkması. Yine deliler gibi dermokozmetik alışverişim geldi. Aslında bir sürü kullanmakta olduuğum ürünüm + yedeklerim bile var ama yok işte, yeni şeyler deneme merakı, onlineeczanem.com'daki 1 alana 1 bedava ya da 2. si yarı fiyatına ve kargo bedava kampanyası beni benden alıyor. İşte gözüme kestirdiklerim:

1.Ducray Kerancyl Foaming Gel: Akneli ciltler için kurutmadan temizlik vaad ediyor. Internetten okudum yorumlar oldukça memnun kalınan bir ürün olduğu yönünde. Onlineeczanem.com'da 2 adedi 51 TL


2.La Roche Posay-Hydreane Legere nemlendirici: bu kremin testerını dün mineral fondötenimin altına denedim. Muhteşem! Zaten başka bloglarda makyaj bazı olarak çok iyi iş gördüğünü okumuştum, gerçekten doğruymuş. Normalde mineral fondotenler bende aşırı kurutma, sonrasında da aşırı parlama ve kaşıntı yapıyor ama dün bunu hiç yaşamadım, makyajım çok güzel duruyordu, ayrıca çok çok az miktarda toz fondötenle normalde elde edemediğim kapatıcılığı elde ettim! En kısa zamanda alınacak.

3.Vichy Capital Soleil SPF 50+ Fluid: bu zaten kullanmakta olduğun gündüz kremim ( ve kesinlikle memnunum), bitmeye yaklaştı, yenisi alınmalı. Onlineeczanem.com'da, hala geçen yazdan kalma hediyeli kofreler var, gözüm bunlarda.

21 Şubat 2012 Salı

Tabi ki diyetteyim!

Evet, bu blogda, defalarca diyete giriyorum, yok efendim, diyete girdm, 3 gündür diyet yapıyorum, aman diyeti bozdum, ay diyet nereye gittinn gibi birçok post yazdım.. Biliyorum.

Ama inanın, hayatımın üniversitede bittikten sonraki en iradeli zamanlarını yaşıyorum şu günlerde.

10 gündür diyet yapıyorum, 1,5 kilo da verdim. Gayet sağlıklı besleniyorum, öyle aç falan kalmıyorum ama tabi bazen gözümün doymadığı doğru :)

Neyse işte, bunu paylaşmak istedim. Resmen kendime geldim bu diyetle, eski zamanlarıma dönme ümidi, içine girilemeyen kotların, elbiselerin hayaliyle yaşıyorum.

Sevgilim mi? Hala diyeti 3 güne kalmaz bozarsın diyor, ama farkında değil garibim benim hiçbir şeyi bozmadığımı, ne çikolatalı pastaları reddedip, ne profiteroller yemediğimi :) Ha bir de halen kilolu olmadığımı ve bu düşünceleri aklıma birilerinin soktuğunu söylüyor :)

1 ay sonra içine girmeyi hedeflediğim , etiketi daha üzerinde, Mango indiriminden alınmış bir kotum var. Bakalım olacak mı :)

19 Şubat 2012 Pazar

PASTEL- Instant Care Tırnak Bakım Ürünü

Yine uzun süredir merak edip edip almadığım bir üründü. 1 senedir, Sally Hansen As Hard As Nails adlı tırnak güçlendiricisini kullanıyorum ve oldukça memnundum. Ama 1-2 haftadır, yine tırnaklarım sık sık ayrılıp kırılmaya başladı ve bu da bana yeni bir ürün denemem için bahane oldu.

Ben aslında ürünü almadan önce, içeriğini falan okudum, ama yine de tırnaklara gece sürüp, sabah kalkınca yıkanması gerektiğini okumamışım, ya da okuyup algılamamışım.

eve gelince bir güzel sürdüm, üzerine de oje sürecektim, fakat elimi yıkayınca ürünün akıp gittiğini gördüm :)
kutusunu tekrar okudum, zaten amacı da buymuş :)
gece yatmadan önce ojesiz tırnaklara sürüp, gece boyunca tırnaklarınızda bırakıyorsunuz, sabah kalkınca da su ve sabunla yıkıyorsunuz.

8 saatte daha güçlü ve hızlı uzayan tırnaklar vaad ediyor.








Benim tırnaklarım zaten aşırı hızlı uzar, daha hızlı uzamasını istemiyorum :) Sadece sağlıklı olmaları bana yeter!!

Bu durumda, ugün oje sürmeyeceğim. 1 hafta boyunca her gece sürüp tırnağımda bırakıp, sonucu göreceğim.

Merak etmeyin, işe yararsa söz yazacağım :)

Bu arada, benim asıl amacım Keratinli Tırnak Güçlendirici adlı  bu ürünü almaktı ama hiçbir yerde yok!!!


Hiç bu ürünleri kullandınız mı??

Murad Krem İsteyen???

Daha önce de blogda yazmıştım, Dr. Murad ürünlerinden Moistrising Blemish Treatment Gel ve Skin Perfecting Lotion kullanıyorum. Yurtdışı kozmetik yasağından beri, internetten alışveriş edemediğimi ve bu ürünleri kullandığımı bilen kuzenim, yurtdışından gelirken 2 şer tane almış da gelmiş. Ancak ben de en son yurtdışında çıktığımda yedeklerimi almıştım ve elimde bu durumda 3 er şişe açılmamış ürün oldu ki bir de şu anda kullandığım açık şişeler var.

Diyeceğim o ki, ben bu ürünlerden birer tanesini elden çıkarmak istiyorum. Aslında kremler ağzı açılmadığı sürece, birkaç senelik bir raf ömrüne sahip ama yine de elimde tutmak istemiyorum.

Muradın Türkiye'deki satış fiyatlarını biliyorsunuzdur, oldukça yüksek fiyatlı.

Eğer bu ürünleri merak edip, denemek isteyen varsa, bu onlar için oldukça iyi bir fırsat olabilir. Bana pimpiriklimiyim@gmail.com adresinden yazabilirler.

Ürünler hakkında daha detayı bilgiıyi internetten bulabilirsiniz ama kısa bir bilgi vereyim yine de;

MBTG, jel kıvamında ama nemlendirici yönü de olan, salisilik asit içeren ve akne önlemeye yardımcı bir jel.
2 seneye yakın oldu sanırım, memnunum. Alışıldık akne önleyicİ ürünleri gibi sert ve tahriş edici bir ürün değil.

Skin perfectin lotion ise düşük oranda retinol de içeren, ama asıl görevi cilt yüzeyini düzgünleştirmek olan ve nemlendiriciliği oldukça yüksek olan bir krem. Bunu da çok başarılı buluyorum.

Geciken Kar Yazısı

Evet , biliyorum, İzmir'e kar yağalı çok oldu. Ben bu yazıyı aslında çok önceden hazırlamıştım ama bir türlü yayınlayamadım.

İzmir'de karı, ilk kez lisedeyken görmüştüm. 2 cm kar tuttu diye, okul tatil edilmişti, kar topu oynaya oynaya eve gitmiştik. O kadarcık karla, akşama kadar oynamış, yerlerde debelenmiştik.

İzmir insanı kara hasret olduğundan, kar yağınca bir nevi deliriyor. Şubat başında yağan karda da böyle oldu.
İnsanlar resmen yolun ortasında arabalarını durdurup fotoğraf çekiyorlardı, her dükkanın önünde, yarı eriyik bir kardan adam  ve tabiki de yolda herkesin yüzünde sadece kar yağmasına bağlı olan anlamsız bir gülümseme vardı :)





İzmirimi çoook seviyorum..

İlk Onlineeczanem.com siparişim

Normalde, dermokozmetiklerimi, merkezi izmir'de olan ve başka bir online ezcane sitesinden alıyordum.
ama bu sefer, bir çok indirimli ürün olması nedeniyle, onlineeczanem.com'u denedim, iyi ki de yapmışım :)

Aldığım ürünler: Avene Dexeryl krem, La Roche Posay-Toleriane SPA krem ve yüz yıkama jeli.








Toleriane SPA krem ve jel zaten daha önce kullandığım bir seriydi ve çok memnunum, Dexeryl ise uzun zamandır merak ettiğim bir üründü. Ürün ağırlıklı olarak parafinden oluşuyor, aslında içeriğinde cildi besleyecek maddeler olduğunu söyleyemem ama asıl amacı zaten ciltteki suyu tutmak. Parfüm içermiyor.
Gerçekten de sürdükten sonra, parafin ciltte bir film tabakası oluşturuyor ve elinizi yıkarken, su resmen elinizden kayıp gidiyor. Bu aralar yine aşırı kurumuş olan ellerime çok iyi geldi.

Merak edenler için, fiyatları

La Roche Posay kofre 37,90 TL
Avene Dexeryl 250g 9.90 TL ( bu fiyata zaten bedava gibi, kocamaaan bir tüp :))

Onlineeczanem, sağolsun bana bir kaç tane tester ve Bioderma Sensibio H20 nun 100 ml boyunu da hediye olarak koymuş :)

Bu arada 29 Şubat'a kadar kargo bedavaymış. Ayrıca daha bir çok ürün şu anda kampanyalı ve resmen beni al diye bağırıyor :)

15 Ocak 2012 Pazar

GLİSS - Sıvı Saç Kremleri

Gliss benim çok sevdiğim bir saç ürünü markasıdır. Uzun süredir, Asian Straight düzleştirici şampuanını kullanıyorum, çok beğeniyorum. Ondan önce de başka ürünlerini kullanmıştım.
Ozellikle maskeleri bence başarılı.

Gliss'in sıvı saç kremleri ise ile ilk tanışmam, uçları kuru, dipleri yağlı saçlar için olan ürünü ile gerçekleşti. Maalesef, bu ürün kaldırıldı sanırım, ne sitesinde görebildim, ne de çok uzun süredir marketlerde göremiyorum. Bu saç kremi bir harikaydı, saçlarımı hem yağlandırmıyordu hem de yumuşacık yapıyordu.

Şimdilerde ise Oil Nutiritive Saç kremini kullanıyordum. 3 şişe bitirdim, memnunum.

Bir süre önce, Yücel parfümeride, Gliss ürünlerinde 1+1 kampanyası vardı. Ben de Oil Nutritive sıvı krem alırken, ikinciyi farklı birşey alayım dedim ve Sıvılaştırılmış Keratin içeren Total Repair Onarıcı kremi aldım.
Sanırım hiç iyi etmedim, çünkü diplerine sıkmadığım halde, sabah kalktığımda, saç diplerimde, yapış yapış ve yağlı bir görünüm vardı, çok şaşırdım. Hani ergen kafalar, saçlarına 3 gün üst üste jöle sürerler, onunla yatar kalkarlar da tabaka tabaka olur ya jöle, öyle birşey işte :( Hemen duşa girdim, tekrar yıkadım saçlarımı..
sonra, ben herhalde diplerine sıktım diye düşündüm, bir sonraki banyomda yine denedim ama sonuç aynı, sadece uçlarına sıktığım halde, nasıl oluyorsa, saçımın dibi yağlanıyor, ayrıca, saçlarımın uçları da kesinlikle krem sürülmemiş , kazık gibi oluyor.
Bu anlattıklarım çok saçma geliyor kulağa biliyorum ama gerçekten çok şaşırttı beni bu ürün :(

Siz kullandınız mı? Böyle oldu mu?

Bir de Liquid Silk Gloss'u çok merak ediyorum ama Total Repair'den sonra güvenemiyorum. Sanırım Oil Nutritive'e devam etsem iyi olacak :/

9 Ocak 2012 Pazartesi

Avon Senses Vintage Glamour Kremsi Duş Jeli

Ay ben bu duş jeline , ya da duş kremi demek daha doğru olabilir, tek kelimeyle ba-yıl-dım!

Pudra pembesi rengiyle, ismiyle, kremsi yapısı ve yumuşacık köpüğüyle, en önemlisi de muhteşem kokusuyla, duşta kendimi rüyada falan hissetmeme neden oluyor. Resmen kendimi kaybediyorum.





Kokusu çok romantik ve bence nostaljik. Belki herkesin çok seveceği belki de birçoğunuzun sıradan bulacağı bir kokudur, bilemiyorum. Belki kendimi böyle prensesler gibi falan hissetmem benim tripcanlığımdan da kaynaklanıyor olabilir. (Kaldı ki üzerinde de luxurious and dreamy yazıyor, bence adamlar bunu boşuna yazmamış)

Umarım Avon'un çoğu duş jeli gibi ömrü birkaç kampanya olmaz. Eğer kaldırılmazsa, yine alacağım.
500 ml boyu, indirim zamanlarında katalog fiyatı ile 6 TL oluyor, n'olur bir deneyin.